Önsöz

Öte alemlerde yaratılışın başlaması

İnsanın asli vatana dönüşü

İnsanın esfeli safiline reddi

Ruhların cesetteki yerleri

İlimlere dair

Tevbe ve telkin üzerine

Tasavvuf ehline dair

Zikirleri beyan eder

Zikrin şartları

Rü'yetullah - İlahi- Zati tecelliye ermek ve görmek

Nur ve zulmet perdeleri

Saadet ve şekavet
Fukara zümresi

Taharet beyan olunur

Şeriatta ve tarikatta namazın manası

Tecrit alemi marifet temizliği

Şeriatta ve tarikatta zekat

Şeriatta ve tarikatta oruç

Şeriatta ve tarikatta hac

Vecd ve safa

Halvet ve uzlet
Halveti evradı

Rüyalar

Tasavvuf ehli anlatılır

Sonsöz

 

Hamd Allah’a (CC) hastır..

Çünkü O (CC); güçlü, bilgiyi zatında toplayan, ezeli yaratıcı, hikmeti varlığında kaim kılan, cömert, kerim ve şefkatli bir Rab’dır (CC)…

 

Çünkü O (CC); en kavi dinle doğru yolu gösterene: Özünde hikmet olan zikri, azamet taşıyan Kur’an’ı gönderdi.

 

Selat ve selam ümmi Muhammed’e (SAV) olsun…

 

Ki O (SAV); risalet zincirini tamamlayan, sapık hallerden alan bir peygamberdir. Peygamberler (AS) arasında en çok şeref alan, kitaplar arasında en şereflisi ile müşerref kılınandır…

 

O’nun (SAV), âli hidayeti arayanlara birer önder olmuştu. O’nun (SAV) Ashabı (RA); hayırlı, hayırla dolu ve seçme idi.

 

Bu büyüklere de bol salat ve selamlar olsun.

 

Gerçekten ilim; değeri anlatılanlar arasında en üstün şerefi taşımakta, en yüce mertebeye sahip olmakta, en pahalı ziynet olmakta, manen en üstün ticareti getirmektedir.

 

Çünkü alemlerin Rabbı olan Allah’ın (CC) tevhidine ilimle erilir.

 

Nebileri, resulleri tasdik edebilmek ilimle olur. Onlara salat ve selam olsun…

 

Alimler, Allah’ın (CC) has kullarıdır; onları dinî ilimleri için seçti. Taşıdıkları fazilet meziyeti icabı ilim nurunu onlara verdi. Onları halk arasından tercihle ayırdı.

 

Çünkü onlar, nebilerin varisi, halifesi ve resullerin halka efendi kıldığı kimselerdir. Aynı zamanda peygamberler için, en iyi irfan duyusunu onlar taşır.

 

Hak Teala (CC) ilim sahiplerini överken şöyle buyurur:

 

“Sonra, kitabı öyle kimselere bıraktık ki, onları kullarımız arasından ayırdık… Onların bir kısmı nefsine zulmeder, bir kısmı orta halli gider -hataları ile sevapları eşit geçer-. Bir kısmı da hayra koşar.”[1]

 

Sonra… Peygamber (SAV) Efendimiz de o zatları överken şöyle buyuruyor:

 

“İlim sahipleri; peygamberlerin varisleridir. Sema ehli onları sever. Denizdeki balıklar, kıyamete kadar onlar için bağış diler.”

 

Allah-ü Teala (CC), bir başka Ayet-i Kerimede ilim sahiplerini şöyle tavsif eder:

 

“Ancak, Allah’tan (CC) alim kullan korkar.”[2]

 

Bir başka Hadis-i Şerifinde Peygamber (SAV) Efendimiz şöyle buyurur:

 

“Allah-ü Teala (CC) kıyamet günü halkı bir arada toplar. Sonra alimleri aralarından ayırır. Ve şu hitabı yapar: ‘Ey ulema zümresi, sizi bildiğim için ilmimi verdim. Size azap etmek için onu vermedim. Doğruca cennete gidiniz, sizi bağışladım’.”

Alemlerin Rabbı olan Allah’a (CC) hamd olsun ki; abid kulları esirgemek için dereceler verdi. Aynı şekilde arifler için yakınlık hallerini ihsan buyurdu.

 

Talebelerden bazıları; diğerlerine ihtiyaç bırakmayacak bir eser tertip etmemizi diledi. Onların arzusuna uygun olarak bu kısa eseri tertip ettik… Gaye: Hem onlara, hem de başkalarına yete ve şifa ola…

 

Eserin ismini, Sırr’ül - Esrar Fîmâ Tehtâcü İleyh’il-Ebrar - Ebrar Zümresinin İhtiyaç Hissettiği Sırların Sırrı- koyduk… Çünkü bu eserde; dinimize, yolumuza ait olan gerçekleri anlattık… Bunlar daima arzulanan şeylerdir.

 

Eseri, bir takdimden sonra, yirmidört bölüme ayırdım. Çünkü Kelime-i Tevhid yirmi dört harftir; gece-gündüz yirmidört saattir…

www.GAVSULAZAM.de


[1] Fatır S. A.32

[2] Fatır S. A.28

www.GAVSULAZAM.de  © 2003-2005   •   Her Hakkı Mahfuzdur..