HU DESTUR YA HZ. GAVS-I AZAM ABDULKADİR-İ GEYLANİ (KSA)

 

 

   

Önsöz

Öte alemlerde yaratılışın başlaması

İnsanın asli vatana dönüşü

İnsanın esfeli safiline reddi

Ruhların cesetteki yerleri

İlimlere dair

Tevbe ve telkin üzerine

Tasavvuf ehline dair

Zikirleri beyan eder

Zikrin şartları

Rü'yetullah - İlahi- Zati tecelliye ermek ve görmek

Nur ve zulmet perdeleri

Saadet ve şekavet
Fukara zümresi

Taharet beyan olunur

Şeriatta ve tarikatta namazın manası

Tecrit alemi marifet temizliği

Şeriatta ve tarikatta zekat

Şeriatta ve tarikatta oruç

Şeriatta ve tarikatta hac

Vecd ve safa

Halvet ve uzlet
Halveti evradı

Rüyalar

Tasavvuf ehli anlatılır

Sonsöz

 
Cismani ruhun cesetteki yeri sinedir. Zahiri duygularla beraberdir. Onun metaı, şeriattır. Yaptığı iş, Allah'ın (CC) emri olan farzlardır. Allah-ü Teala (CC) o emirleri ile, zahirdeki ahkamı düzenlemiştir. O ruh farzları eda ederken, şirk ehli olma. Çünkü Allah-ü Teala (CC) onun için şöyle buyurdu: "O yaptığı ibadette Rabbına (CC) şirk koşmasın." (Kehf S. A.110)  Allah (CC) birdir, bir'i sever. Yani, ibadetin yalnız kendine has olmasını ister. Dahası var, ameller gösterişsiz olmalı... Duysunlar diye yapılmamalı. Sonra yapılan ibadetin dünyada iken kârı gözetilmemelidir.
 
Onların Tasavvuf Ehli   olarak ad almalarına yegane sebep, iç alemlerini tevhid ve marifet nuru ile aydın kıldıkları içindir. İkinci sebep de, Ashab-ı Suffa'ya (RA) intisapları. İlk zamanlarında koyun postu giydikleri için de olabilir. Orta halde olanlar koyun postundan elbise giyer. Tasavvufun son devresine gelenler de eski, yamalı libasa bürünür. Dış halleri böyle olduğu gibi, iç alemleri de aynıdır... Yemek, içmek işlerinde de mertebe takib ederler. Mecma tefsirinde denir ki: Marifet ehli yumuşak ve narin olmalı... Çünkü onlar, insanların uğrak ve durak yerleridirler...
 
Bu görüş iki çeşittir. Biri öbür alemde vasıtasız olarak Cemâl sıfatının tecellisini görmek. Öbürü de, kalb aynası delaletiyle bu alemde ilahî sıfatların tecellisine ermek... Cemâl nurlarının tecellisi olarak, bu sıfatlar Fuad -kalb- gözüyle gölülür. Bu görüşü Allah-ü Teala (CC) şu Ayet-i Kerime ile bildirmektedir: "Kalb -Fuad- gördüğünü yalanlamadı." (Necm S. A.11) İlahî tecellilerin görünüşü üzerine Peygamber (SAV) Efendimizin buyurduğu şu Hadis-i Şerif önemlidir: "Mü'min, Mü'min'in (CC) aynasıdır." Burada anılan, birinci müminin kalbi olup, ikincisinden de bizzat Allah-ü Teala (CC) murad edilmektedir.
 
Bu zümreye neden SOFİYE  adı verildi? Hikmeti ne ola? Bu kısımda bundan bahsedeceğiz... Bazıları der ki: Onlar yün elbise giyer de ondan... Yahut, kalblerini dünya sıkıntısından aldılar da ondan... Yahut kalblerini Allah'ın (CC) zatından gayrı her sıfattan temiz ettiler de ondan... Bazıları diyorlar ki: Onlar kıyamet günü yakınlık aleminin ilk safında dururlar da ondan... Gerçekte alem dörttür. Mülk alemi, melekût alemi, ceberût alemi, lahût alemi ki bu, hakikat alemidir. Keza, ilim de dörttür: Şeriat ilmi, tarikat ilmi, marifet ilmi, hakikat ilmi...
www.GAVSULAZAM.de  © 2003-2005   •   Her Hakkı Mahfuzdur..