Davud-i Tai (RA) Hz.leri'nin Vefatı      DAVUD-İ TAİ (RA)  

Davud-i Tai (RA) Hz.leri tasavvuf yolunda çok hizmet etti ve talib olanları hakka vuslat ettirdi. Bir gün Hz. Fudayl bin İyad, Davud-i Tai (RA) Hz.leri’nin rahatsız olduğunu işitti ve ziyaretine geldi. Fudayl’e buyurdu ki: “Bizi seyrek ziyaret ediniz. Bu kapıyı kapalı tutunuz. Çünkü kalabalık olsun istemiyorum.” Bir başka gün Fudayl yine ziyarete geldi. Kapı kendine açılmayınca dışarıda çok ağladı.

Bir gün Sultan Harun Reşid, Ebu Yusuf’a (RA): “Beni Davud’un (RA) yanına götür, onu ziyaret edeceğim.” dedi. Davud-i Tai (RA) Hz.leri’nin evine gittiler, ziyaret için izin istediler ama izin alamadılar. Annesine rica ettiler. Annesi oğluna: “Evladım müsaade et de içeri girsinler.” deyince o da: “Anneciğim! Dünya ehli ile işim yok, onlar bana dünyayı hatırlatıyor, beni mazur gör.” dedi. Annesi tekrar rica edince kırmadı. “"Ey benim Allah’ım (CC)! ‘Annenin hakkını gözet, zira onun rızası benim ilzamdır’ buyurduğun için kapıyı açıyorum.” dedi. Halife ile İmam-ı Ebu Yusuf (RA) içeri girdiler. Davud-i Tai (RA) Hz.leri ile müsafaha yaptılar.

Ölümünden bir gün önce, kendisini ziyaret eden zat şöyle anlatmıştır. “Hz. Davud’un (RA) hastalandığını duydum. Ziyaretine gittim, hava çok sıcaktı. Yastık yaptığı kerpicin üzerine başını koymuş, hem çok ızdırap çekiyor, hem de Kur’an’ı Kerim’den cehennemin ateşi geçen Ayet-i Kerime’yi okuyor ve durmadan tekrar ediyordu. ‘Açık havaya çıkarayım ister misin?’ dedim. ‘Hayatımda nefsim bana hiçbir isteğini kabul ettirememiştir. Böyle bir şey istemekten Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’ne sığınırım. Ben ölünce, şu duvarın arkasına gömünüz ki, beni kimse görmesin. Sağlığımda uzlette (yalnızlıkta) idim. Ölünce de öyle kimsenin görmediği bir yerde yatayım.’ dedi.

Davud-i Tai (RA) Hz.leri’nin annesi anlatıyor: “Oğlum ibadet ile meşguldü, sonra dua etti. Sabaha karşı başını secdeye koyup uzun müddet öylece kaldı. Ben ‘sabah vaktidir ezan okunuyor’ dedim. Başını secdeden kaldırmayınca merak ettim yanına gittim, baktım. Meğerse Ruhu Arş alaya uçmuş”.

Vefatı nefahatın kaydına göre Hicret-i Nebeviyye’nin 165. (M. 781) senesinde Bağdat’da vefat etti. Vefat ettiği gece semadan bir ses duyuldu. Diyordu ki: “Ey insanlar! Davud (RA) Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’nin rahmetine kavuşmuştur. Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri O’ndan (RA) razı olmuştur.”

Salat bin Hakim (RA) diyor ki: “Davud-i Tai (RA) Hz.leri’nin vefat ettiği gece, nur ve çok melekler gördüm. Cennet-i Ala, Davud’un (RA) gelişi için süslenip hazırlandı. ‘Davud (RA) muradına erdi’ diyorlardı.”

Birisi o gece rüyasında Davud-i Tai (RA) Hz.leri’ni gördü. “Şu anda zindandan kurtuldum.” diyordu. Sabah evine geldiğinde onu vefat etmiş olarak buldu. Vefat haberi Bağdat’da çabuk duyuldu. Cenazesini taşımakla şereflenmek için binlerce insan toplandı. Kabrin başında İbn-i Semmak (RA) Hz.leri: “Ey Davud (RA)! Kendini kabir zindanına konmadan önce dünyada hapsettin. Hesap günü gelmeden önce, sen kendini hesaba çektin, sana ne mutlu ki senin gibi kimse yapamaz. Bugün Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’nin rahmetine ve rıdvanına kavuşursun.” dedi.

www.GAVSULAZAM.de

 

 

 

  Hayatı

  Tarikatı Telkin Alması

  Vefatı

  Menkibeleri

  Hikmetli Sözleri

 

  SİLSİLE-İ KADİRİYYE

 

 

  Hasan-i Basri (RA)
  Habib-i Acemi (RA)
  Davud-i Tai (RA)
  Maruf-i Kerhi (RA)

  Seriyyi Sekati (RA)
  Cüneyd-i Behre (RA)

  Ebubekir Şibli (RA)
  Abdulvahid Et-Temimi (RA)

  Ebu'l Ferec Mehmet (RA)
  Aliyy-el Hokkeri (RA)

  Said Mubarek Mahzumi (RA)

  Abdulkadir-i Geylani (KSA)

 

 

 

 

 

 

 

©2003-04 Gavsulazam.de Her Hakkı Mahfuzdur.