KONULAR

 
 


Kelime-i Tevhid
........................................

Tevhide Ait Ayet-i Kerimeler
........................................

Tevhide Ait Hadis-i Kudsiler

........................................

Tevhide Ait Hadis-i Şerifler

........................................

Cennetin Anahtarı

........................................

70 bin Kelime-i Tevhid

........................................

Kelime-i Tevhidin Faziletleri

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
     
 

Kelime-i Tevhide Ait Hadis-i Kudsiler

Kainatın Halikı (CC) bir Hadis-i Kudsi’sinde şöyle buyurur: “Lailahe İllellah Kal’amdır. Ona giren kimse emin olur.”[1] “Ey Meleklerim! Lailahe İllallah Ehlini bana yaklaştırınız. Çünkü Ben onları gerçekten severim.” Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin HısnullahilAzamıdır. Yani Allah (CC) Hz.leri’nin en büyük bir kalesidir. O kaleye giren zahir ve batın afetlerden emin olur.

Kudsi Hadislere devam edelim. Yüce Allah (CC) Hz.leri buyurur: “Yedi kat gökler yedi kat yerler ve bunlarda bulunan mahlûkat mevcudat mizanın bir kefesine koyulsa, “Lailahe İllallah” zikrin Efdali oldu. Bununla zikretmek “Allah Allah” Kelimesi ile zikirden Efdaldir.”[2]

“Arz ile semaya, sığmadım, mü’min kulumun kalbine sığdım.”[3]

Kalbe Cenab-ı Hak (CC) Hz.leri’ni tecellisi ayniyle cennettir. Cennetteki mülkün genişliği ma’rifet ve irfaniyetin genişliğine ve Cenab-ı Hakk’ın (CC) zat sıfat ve ef’alinden tecellisi miktarına tabidir. Bütün taat ve azaların amellerinden maksat, kalbin tasfiyesi ve tezkiyesi ve cilasıdır. “Kalbini temizleyen felah ve necat, buldu.”[4] Ayet-i Kerimesi ile buna işaret etmektedir.

Yine nakledildiğine göre Allah-ü Teala (CC) Hz.leri, Resulüllah (SAV) Efendimize: “Ya Muhammed (SAV)! Mü'min kulumun bana en çok yakın olabileceği işi dünyayı terketmesidir. (Yani dünyada kalacağı kadar dünyayı imar etmesidir). Bana en iyi kulluk edecek işide farzları yerine getirmesidir. ‘Lailahe İllallah’ Kelime-i Tevhidi mü’minlerin mezarlarında ve mezarlarından kalkışlarında kendilerine arkadaş ve yoldaş olur. Buna devam edenlerin yüzleri ak ve alınları berrak olur. Onlar orada ‘Lailahe İllallah, Muhammedün Resulüllah, Velhamdü Lillahi Rabbil Alemin’ derler.”[5]

Ey kul! “Lailahe İllallah” dediğin zaman dilin, ile ikrar kalbin ile tasdik et ki, ebedi alemde Yüce Allah (CC) Hz.leri’nin huzurunda mahcup olmayasın. Çünkü insanlar “Lailahe İllallah diyoruz” diyorlar, fakat nefislerinin arzu ve isteklerine paraya ve dünyaya tapıyorlar. Yarın kıyamet gününde Allah-ü Teala (CC) Hz.leri: “Ey kulum! Olmayan şeyi niçin söylüyorsun?”[6] buyurup “Yalan söyledin” deyince ne cevap vereceksin? Halbuki sen dünya malına ve paraya kulluk ediyorsun.

Ey insanoğlu! Niçin Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nden başkasından lezzet alıyorsun? Halbuki bütün her şey O’nun (CC) elindedir ve bu mülkün sahibidir. Mülkünde istediği gibi tasarruf eder. Alemde ancak O’nun (CC) dilediği ve O’nun (CC) irade ettiği şey olur. Onun için O’ndan (CC) başkasından lezzet alma, rahmetinde ümit kesme. Çünkü O’nun (CC) Rahmetinden ancak kafirler ümid keserler. “Lailahe İllallah” dendiği zaman, O’nun (CC) meskeni mekanı insanda sadece dil olursa, onun kalbde hiç bir meyvesi olmaz.

Eğer bu kelimenin (Lailahe İllallah) insandaki yeri kalb olursa, o zaman mümin demektir. Eğer bu kelimenin (Lailahe İllallah) insandaki yeri ruh olursa, o zaman o kul Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ne aşık demektir. Onun için sen dilin ile mümin olmaktan sakın, kalbinle mümin ol.

Kelime-i Tevhid (Lailahe İllallah) kıyamet günü arasatta: “Ya Rabbi (CC)! Bununla şu kadar sene beraber oldum. Benim hakkımı tanımadı, hürmetimi gözetmedi.” diye senin hakkında davacı olursa halin nice olur? Kelime-i Tevhidi (Lailahe İllallah) dil ile gönül ile (kalb) ve tüm azalar ile söylenip Yüce Allah (CC) Hz.leri’nin varlığını, birliğini, Ulûhiyyet ve Rububiyyetini ruhunun derinliklerine indirip kıyamet gününde Tevhidin (Lailahe İllallah) lehinde şahidlik etmesi için gayret et. Kelime-i Tevhidin (Lailahe İllallah) manasının yerleştiği kalbi hiç bir şey köle ve kul edinemez. Çünkü onun sadece Allah-ü Teala (CC) Hz.leri ile ünsiyeti vardır. Sadece onun zikri ile mutmain olur. Böyle olunca kalb başkalarının köleliğinden kurtulmuş olur. Bu bakımdan hürdür fakat nefs şehvetlerine ve dünya lezzetlerine meyledince, lezzet ve şehvet onu kendisine köle edinir ve o zaman nefs köle durumundadır. Böyle insanlar kelimei Tevhidin (Lailahe İllallah) manasını kalblerine yerleştiremeyenlerdir.

Saadet ağacı “Lailahe İllallah” ağacıdır. Kim onu tasdik dikişi ile diker, İhlâs suyu ile sular, Salih amel ile gözetirse, onun kökleri sağlam ve sabit olur. Hiç bir şey onu sarsamaz, yaprakları yeşerir ve meyveleri bol ve kat kat olur. Rabbinin (CC) izni ile her zaman meyva verir. Bu ağacın meyvesi gafletten uyanıklık, tevbe, zühd, vera, tevekkül, teslimiyet ve batınî güzel sıfatların hepsidir. Bu ağacı (Tevhid) tekzib ederek diktiği riya suyu ile suladığın kötü ameller ve çirkin işlerle ahdi bozmak ve emaneti gözetmemek suretiyle onu (Tevhid) zayi ettiğin zaman, onun kökleri sağlam ve sabit olmaz, yaprakları yeşermez ve meyve vermez, kökleri parçalanır. Kim bu ağaca (Tevhide) sığınırsa zafere erişir. Böyle yapmayan hüsrana uğrar. Kim bu ağaca (Tevhide) bağlanmazsa, iki cihanda bedbaht olur. Bu (Tevhid) ağacının dallarından bir dala yapışan kimseyi bu dal yüksek derecelere kavuşturur.

“Lailahe İllallah” öyle bir kelimedir ki, kendisine yapışan kurtulur. Peygamber (SAV) Efendimiz: “Lailahe İllallah deyinceye kadar insanlarla muharebe etmeye emrolundum” buyurdu.

“Lailahe İllallah” öyle bir kelimedir ki, Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin Vahdaniyyetini tanımayı sağlar. Onun meyvesi Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin bir olduğunu ikrardır.

Ey insanoğlu! Allah-ü Teala (CC) Hz.leri seni tevhidini bilmen için yarattı. Alemdeki bütün her şeyi de senin için, senin emrine yarattı ve bunlar arasındaki hayvanları, bitkileri sana hizmetçi kıldı. Yerde senin ikamet etmeni sağlar. Melekler seni muhafaza eder, güneş sana ışık verir, hepsi senin için yaratılmıştır. Sen sadece Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ni bilip O’na (CC) kulluk için yaratıldın. Bütün mahlûkat Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin Vahdaniyyetini ve bir olduğunu kabul edip bunu ikrar için yaratılmıştır. Allahü Teala (Hz)leri seni kendisini bilmen için yarattı. Seni ise, Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin senin için yarattığı yaratılan eşya ile meşgul oldun, nimetin sahibini (yaratanı) unuttun, sana gelen bağış ve lütuflanndan faydalandın ama vereni hatırlamadın. Böylece nimetin şükrünü eda etmedin. Sana verdiği ihsan ve lütuflarının hürmetine riayet etmedin. Nimet sahibine şükür, O’nun (CC) verdiği nimete teşekkür etmektir. Bu da kendisine verdiği nimetten dolayı O’na (CC) Hamd-ü Senada bulunup nurlu yolundaolmakla, zatını anmakla Resul-ü Azam’a (SAV) Salat-ü Selam ile ve O’nun (CC) tevhidiyle meşgul olmakla olur. Bu hususta Yüce Allah (CC) Hz.leri şöyle buyurur: “Ey insanoğlu! Sadece Allah-ü Zülcelal (CC) verir. Öyleyse sadece O’nunla (CC) meşgul ol ve O’na (CC) yönel. Bu hasıl olursa senin için bütün nimetler hasıl otur.”[7]

Ey insanoğlu! Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nden başkasına yöneldiğin, onlara iltifat ettiğin müddetçe “Lailahe İllallah” kelimesini söylemeye devam et. Yatarken, otururken, gezerken, her türlü halükârda Kelime-i Tevhidi (Lailahe İllallah) söylemeye devam et. Çünkü o (Tevhid) sendeki iyi olmayan şeyleri yok eder, sana övülen iyi hasletleri getirir. İman-ı Kâmil olanlar bu Kelime-i Tevhidin hem suretine hem de manasına sarıldılar. Onlar, onu dilleriyle söylemek suretiyle zahirlerini, manası ile de batınlarını (maneviyatlarını) süslediler. Bunlar gibi olmayan ise, bu kelimenin (Lailahe İllallah) lafzına yapıştılar, manasını bıraktılar.  Böylece batınları imandan nasib alamadı. Onların kalbleri kapkaranlıktır. Bu sözü söylemek suretiyle sadece dünyalık olan maksadlarına erdiler.

Yüce Allah (CC) Hz.leri, Kelime-i Tevhidi “Kal’amdır” buyurmuşlardır. Bu kelime (Lailahe İllallah) kalb dairesini kuşatan bir Kal’a olmazsa, bu kelimenin ruhu ve manası kalbe tam sinmezse, kalbe hakim olur. Nefsin, hevanın, şehvetin ve şeytanın buraya girmesine mani olan bir muhafız olmazsa, insan bu kal’anın dışında kalır. Bu kelimeden nasibin dil olmasın. Bu Kelime-i Tevhidden nasibin onun (Tevhidin) ruhu ve manası olsun. Bu Kelime-i Tevhidi ruhuna sindir. Çünkü Resulüllah (SAV) Efendimiz ve diğer Peygamberler (AS) böyle yapmışlardır. Kelime-i Tevhidden (Lailahe İllallah) nasibin böyle olursa, dünya ve ahiretin sermayesini, iki dünyanın saadetini kazanmış, Allah-ü Teala (CC) Hz.lerinin veli kullarının zümresine katılmış olursun. Eğer bu sözden nasibin sadece dil ile söylemekten ibaret olursa, bu, münafıkların başı Abdullah bin Ubey ve diğer binlerce kalbinden iman etmeyen münafıkların nasibidir. Eğer Kelime-i Tevhidden nasibin böyle olursa, dünya ve ahirette hüsrana uğrarsın, bu ise apaçık bir zarardır. Böyle olunca düşman zümresine katılırsın, münafıklar Cehennemin en alt derecesindedirler.[8] Ayet-i Kerimesi buna işaret etmektedir.

“Lailahe İllallah” sağlam bir kal’adır. Muhalefet ve nifakçılar çekiçlerle, onun yıkılmasına yardımcı oldular sonra insanların kalbine düşman girdi. İnsanlar “Lailahe İllallah” kelimesinden uzaklaştılar. Onlarda sadece dilin, Kelime-i Tevhid’i söylemesi kaldı. Böyle insanlar sadece kal’ayı söylemiş oldular. Kelime-i Tevhid’in (Lailahe İllallah) sadece lafzını söyleyip manasından haberdar olmamakta insanı ahiret azabından korumaz. İşte  “Lailahe İllallah” kelimesi de manası ile birlikte aynen ruh ile cesed gibidir. Ruhsuz cesed faide vermediği gibi bu kelimenin de manasından haberdar olunmadığı ve canı gönülden kabul ederek söylenmediği zaman faide vermez.

“Lailahe İllallah” sözü en büyük Kal’adır. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin birliğini bildiren Yüce bir sözdür. Kim onu kendine Kal’a edinirse ebedi saadeti ve nimetleri elde eder. Kim de bu mübarek Kelime-i Tevhid’i kendisine Kal’a edinmezse, ebedi azaba duçar olur.[9]

Resul-i Ekrem (SAV) Allah (CC) Hz.leri’nin şöyle buyurduğunu bildirdi: “(Lâilâheillallah) -Allah'’tan (CC) başka İlâh yoktur- Kelime-i Tevhid'i benim emin bölgemdir. Onun derinliğine dalan, azabımdan kurtulur.”[10]

Manasından da anlaşılacağı gibi, bu Kudsi bir Hadis'tir. Lâfzı Resulullah (SAV) Efendimizin mübarek ağzından çıkmıştır. Manası İlahi'dir. Bu Kelime-i Tevhid'in büyük şanını bize anlatır. Kulun imanı bunun ile artar. Kalbi irfanla dolar. Derinliğine inenin marifet nuru tam manası ile çoğalır. Tevhid'in ruhu olan bu cümleye devam şarttır. İman sahibi olduktan sonra başka bir şeyde düşünülemez. Onun derin manasına daldıktan sonra bir kötülük geleceği de tasavvur edilemez. Bu cümleyi okurken kul muhtaç bir durumda olduğunu Yüce Hakk’a (CC) arz etmelidir ve O’nun (CC) TEK'lik şanının azameti önünde nefsini ezmelidir. Anlatılan manada bir Kelime-i Tevhid okunursa, Allah (CC) Hz.leri’nin emin bölgesine girilmiş olur. Böylece azaptan kurtulmak da mümkün görülmüş olur.[11]

www.GAVSULAZAM.de


[1] İslamda Tasavvufun Özü S.137

[2] Sahih-i Buhari, Müslim

[3] Buhari ve Müslim

[4] El-A’la S. A.14

[5] Envarul Aşıkin S.297

[6] Saf S. A.2

[7] Tefsiri Kebir; Buhari ve Müslim

[8] bak. En-Nisa S. A.145

[9] Ahmed Gazali (RA) Hz.leri’nin El Hısnül Hasin adlı Risalesinden

[10] İmam-ı Ali (KV) Hz.leri’nin riv.et.Had.Şer.

[11] Onların Alemi S.298-299

 

 

 

  ©2003 - 2004 GAVSULAZAM.DE