Dua, kulun ümit dalı ve Rabb'ine (cc) bağlılığının en güzel ifadesidir. Dua, mümin için eşi bulunmaz bir silah, ümit gecesinde hayırlı bir sabah, bela, şiddet ve felaket çemberinden kurtuluş ve ferahtır.

Dua , kulun şerefini artıran, iki alemde de yüzünü ak eden bir güzellik bulutu halinde rahmet katrelerini gönül toprağına döken en hayırlı şeydir.

 

                             GERİ

İbn-i Abbas’tan (RA) rivAyet olunduğuna göre Nebiyy-i Ekrem (SAV) Efendimiz, gece teheccüd için kalktığında şöyle derlerdi:

“Hamd olsun sana ya Rabb (CC)! Sen bütün semaları, arzı ve onlardakileri ayakta tutansın. Hamd sana mahsustur ey Rabbim (CC)! Sen semalarda, arzda ve onlarda ne varsa hepsinin nurusun. Hamd Sana mahsustur ey Rabbim (CC)! Sen semaların, arzın ve onlardakilerin malikisin. Ve Sana yine hamd olsun ki, sen Hakk’sın (CC). Senin vaadin de hakk, Sana kavuşmak da hakk, sözün de hakk, cennet de hakk, ateş de hak, nebîler de (AS) hak, Muhammed (SAV) de hak, kıyamet saati de hak. Sana teslim oldum ey Rabbim (CC)! Sana iman ettim, Sana tevekkül ettim ve Sana yöneldim, inanmayanlara karşı, Sana dayanarak mücadele ettim ve neticede ancak Seni hakem olarak kabul ettim, benim evvelki yaptıklarımı da, sonradan yapacaklarımı da, gizli yaptıklarımı da açık yaptıklarımı da mağfiret et. Öne alan da Sensin, geriye bırakan da Sensin. Senden başka ilah yoktur. Kuvvet ve kudret ancak, Allah’a (CC) dayanmakladır.”[1]

www.GAVSULAZAM.de


[1] Buhârî, Teheccüd, I.

 

İNDEX

TASAVVUF

TEVBE-İ İSTİĞFAR

SELAT-U SELAM

KELİME-İ TEVHİD

 

© 2003-2004      www.GAVSULAZAM.de     Her Hakkı Mahfuzdur...