ESER HAKKINDA

ESERDEKİ DUA

HÂTİME

 
 
 
 

Ey oğul! Sağlam bir tevbe ve tefekkür üzerinde olduğun müddetçe dünyâlığı terkeder, âhiret ameli ile meşgul olursun; halk için olanı terkeder, Hâlık (CC) için olanla meşgul olursun; şerri terkeder, hayır ile amel edersin.

Ey tevbe ve tefekkürü terkeden! Sen ziyanlardasın da haberin yok. Kazançlı değil, zararlısın. Senin misâlin, bir şeyler alıp satan, fakat harcanması gereken ve gerekmeyen yerlerin hesâbını tutmayıp para biriktiremeyen kimse gibidir. Bir müddet sonra bakar ki, sermâyesi bitmiş, yanında sâdece sahte gümüşler kalmış!

Eyvahlar olsun sana! Sermâyen olan ömrün tükendi de haberin yok! Bütün kazancın süs. Oysa diğer mü’minlerin kazancı hep cevher. Mü’minler yakında amellerinin karşılığını alacak; sen de elinde tuttuğunun karşılığını alırsın! Seninle berâber olan Hakk (CC), senden ancak ihlâs kabul eder. Hz. Peygamber’in (SAV): “Hesâba çekilmeden önce kendinizi hesâba çekin. Ölçüye çekilmeden önce kendinizi ölçün. En büyük satış, en büyük fuar için kendinizi süsleyin, hazırlayın[1] buyruğunu işitmedinmiz mi?

Denir ki: Allah-ü Teâlâ (CC) bir kimseyi âriflerinden bir ârif, velîlerinden bir velî, muhiblerinden bir muhib, muradlarından bir murâd yapmak istediğinde, onun başına halvetinde de celvetinde de bir melek koyar. Nebîsini (SAV) terbiye ettiği gibi onun kalbini terbiye eder. Ona hayrı ilham eder, şerden ona yüzçevirtir. Tıpkı Yûsuf (AS) hakkında: “… O’nu (AS) kötülüklerden ve çirkinliklerden korumak için. Çünkü O (AS) “muhlas” (kendisine ihlas verilmiş) kullarımızdandır[2] dendiği gibi. İşte bu O’nun (CC) Nebîlerine (AS), Resullerine (AS), Velîlerine (RA), sâlihlerine ve sâdıklarına muâmelesidir. Îsâ (AS) çocuklara rastladı. O’na (AS) dediler ki: “Gel, oynayalım.” Dedi ki: “SübhânAllah, biz oyun oynamak için yaratılmadık!”

Sûfîlerin nefisleri şerri değil, hayırı çokça emredicidir. Mücâhededen sonra onlar kalplere karışmış, kalp olmuştur. O ne zaman ki, mücâhedeye alınsa mutmain olmuş ve Refîk-i A’lâ’nın hasretini çekmiştir. Onun Kur’ân dinleyişi her şeyiyle birlikte olur; daha önce o sûreten dinlerdi, mânâ olarak dinlemez idi. Hezeyanları ve boş lafları sakın dinlemeyin. Muhakkakki, Kur’ân dinlemekle kalpler hayat, sırlar da safâ bulur. Cennette Rahmân’ın (CC) komşuluğunu kazanmanın esâsı da Kur’ân dinlemektir.

Mü’min halkı bilir, onların alâmetlerini tanır. Kalbi hassastır, Allah’ın (CC) nûru ile bakar. Çünkü kalbinde O’nun (CC) nûru vardır, kalplerin nûru... “Tahâret” (temizlik) kalp, sır ve halvet tahâretidir. Kalbin temiz olmadıktan sonra, halvetin temiz olmadıktan sonra, zâhirini temizlemenin sana ne faydası vardır? Zâhirini günde bin kere temizlesen bile kalbinin kirlerinden bir tânesi dahi gitmez. Günahların kötü bir kokusu vardır. Allah’ın (CC) nûru ile bakanlar onu bilirler, fakat bunu halktan gizlerler ve onları rüsvay etmezler.

Yazık sana! Sen tembelsin. Şüphesiz, bu şekilde eline bir şey geçmez! Komşuların, arkadaşların ve akranların yollara düştüler, araştırıp incelediler, istedikleri yere vardılar ve hazînelere kavuştular. Bire on, bire yirmi aldılar. Zengin olarak geri döndüler. Sen ise yerinde oturuyorsun. Çok yakında bu gücü ve elindeki bu kolaylığı da kaybedersin. Ondan sonra da insanlardan dilenirsin.

Yazık sana! Hakk (CC) yolunda çalış, didin. Kaderine güvenme. “Bizim uğrumuzda mücâhede edenleri hidayet yolarımıza erdiririz[3] buyruğunu duymadın mı? Çabala ki, sana hidâyet gelsin. Böyle tembel olduğun müddetçe sana bir şey gelmez. Tek başına bir şey elde edemezsin. Haydi! Gayrete gel, işini tamamla. Her şey Allah-ü Teâlâ’nın (CC) elindedir, başkasından bir şey isteme. O (CC) Kelâm-ı Kadîm’inde: “Hiçbir şey yoktur ki, hazîneleri bizim yanımızda olmasın; ancak biz onu belli bir ölçüde indiririz[4] buyuruyor, işitmedin mi? Bu âyetten sonra söz olur mu?

Ey dünyânın ve dirhemin tâlibi! Bunların ikisi de birdir. İkisi de Allah-ü Teâlâ’nın (CC) elindedir. Öyleyse niçin halktan istiyorsun? Niçin dünyâyı ve dirhemi, dilinle şirk koşarak ve sebeplere güvenerek halktan talep ediyorsun?

Allah’ım (CC)! Ey Halkın Yaratıcısı (CC)! Ey sebeplerin müsebbibi (CC)! Bizi halkı ve sebepleri şirk koşmak bağından koru. “Bize dünyâda da, âhirette de güzellik ver ve cehennem azâbından bizi koru.”

www.GAVSULAZAM.de


[1] Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, “Zühd” hadîs no: 149.

[2] Yûsuf S. A.24.

[3] Ankebût S. A.69.

[4] Hıcr S. A.21.

Kaynak: Gavsulazam Abdulkadir-i Geylani (KSA), Cilâü’l-hâtır fi’l-bâtın ve’z-zâhir

 
 
 
İndex|Tasavvuf|Derviş|Mürşid-i Kamil|Mekârim-i Ahlâk|Bir Damla Gözyaşı
WwW.Gavsulazam.de   2003-2006    Her Hakkı Mahfuzdur | Mesaj gönder | Misafir Defteri