ŞEYH GEREKLİ Mİ?  
  Kimileri derler ki: “Manevi terbiyeyi ikmal etmek ve kemal kazanmak için ahlaki ve tasavvufi eserleri yalnızca okuyarak ve gereğini gerektiği şekilde yaşayarak yetişmek yeterlidir. Bir mürşid aramaya ve şeyhi benimsemeye lüzum yoktur.”  
 
 
 
 

 

 

 

 

Kâl-u kıldan geçmeyen,

insan mıdır acaba,

Hak rahmetin açmayan,

insan mıdır acaba.

 

Hak yoluna girmeyen,

bir mürşide varmayan,

Gizli sırlar sormayan,

insan mıdır acaba.

 

Kul olam yana yana,

hem de Şâh-ı Merdân'a,

Gelmeyen bu meydân'a,

insan mıdır acaba.

 

Söz söylesen dinlemez,

bu mânâ'dan anlamaz,

Hem Hüseyn'i inlemez,

insan mıdır acaba.

 

Yunus eder ölmeyen,

bu meydân'a gelmeyen,

Bir şeyh'e yar olmayan,

insan mıdır acaba.

 
     
 

Biz de şu cevabı veriyoruz: “Bu tür fikirler yalan değil fakat yanlıştır. Zira tasavvufi eserleri okumakla boş yere ömür tüketeceğine, o eserlerdeki sözleri kendisine hal olmuş ve şahsında boş yere yaşanır bir şekle getirmiş, canlı bir mürşide teslim olup onun işareti üzere amel ederek zikir, fikir, şükür ve huzur ile Allah (CC) Hz.leri’nin dışındaki diğer duygu ve düşüncelerden kalben kopmaya çalışması, daha iyi ve daha kolaydır. Ancak sen, ‘ben bir mürşidi şeyh olarak benimsemeden, seri ve tasavvufi eserleri okuyarak nefsin gailelerini, kalbi hastalıkları ve tedavi yollarını öğrenebilirim’ dersen, bende buna ‘evet’ cevabını veririm. Ne var ki bir kimsenin zikir, fikir, şükür ve huzur kalbi ile ilgi ve alakalardan kurtulması, vücud ve varlığıyla bir anlık meşguliyeti sayısız kitap ve eserlere senelerce kuru kuruya okunmaktan daha hayırlıdır.”[1]

Zikir ehlinin zikrullaha çok devam edişleri, onların meleklerin hayatı gibi hayata nail olmalarına sebep olur. Kalblerinden dünyayı çıkarıp, yalnız Rabb’leriyle (CC) kaldıkları bu celseleriyle, nefislerini de unutup Hakk’tan (CC) gayrısıyla meşgul olmazlar. Bundan buldukları lezzet, gönül rahatlığı ruh ve gıdayı manevi sayesinde eriştikleri saadetin hududu yoktur. Arifler Allah-ü Teala ve Tebare (CC) Hz.leri’nin zikrine devam ile beraber dünya metaından yüz çevirmiş olmaları hasebiyle, Hak Sübhanehü ve Teala (CC) Hz.leri tarafı Sübhaniyesi’nden onların bütün iş ve ihtiyaçlarını fazlasiyle ihsan buyurmakla, kendilerini başkalarına muhtaç etmez. Ey yolcu! Öyle ise onların kapılarını çalmaya devam et. Elbette bir gün o kapı açılır ve sen de emeline nail olursun.

www.GAVSULAZAM.de


[1] Tasavvuf Ve Tarikatlarla İlgili Fetvalar S.15-16

 

İNDEX       ::       GAVSULAZAM       ::       ONİKİ İMAMLAR       ::      SİLSİLE      ::       YOLUMUZ    ::       HOME

©2003-2004   GAVSULAZAM.de      Her hakkı mahfuzdur.