KONULAR
 

 

Tasavvuf - Tarikat Nedir?

Tasavvufun Temeli

Tasavvufun Esası

Tasavvufta Gaye

Tasavvufun İnsana Tesiri

Tasavvufu İnkarın Hükmü

Tasavvuf İle İlgili Fetvalar

Ayetlerde Tasavvuf

Hadis-i Kudsilerde Tasavvuf

Hadis-i Şeriflerde Tasavvuf

Tasavvufun On Esası

Tarikatların Doğuşu

Tarikatlar İki Kısımdır

Tarikata Niçin Girilir?

Tarikata Girmek İsteyenlere...

Tarikat-Şeriat Münasebeti

"HU" Ve Açıklaması

Seyr-i Sülûk Nedir?

Rabita Nedir?

Tarikatta Rabita

Rabıta Çeşitleri

Rabıtaya Karşı Çıkmanın Hükmü

Semanın Hakikatı

Nefsin Yaratılışı

Nefis Mertebeleri

 

 

 

 

 

 

 


Tasavvuf (tarikat)'ın gayesi, dünyadan yüz çevirip her an Hakk’a (CC) yönelmektir. Tasavvuf  (tarikat)'ın gayesi, Hakk’ın (CC) rızasını kazanmak için nefisleri temizlemekten, Allah (CC) Hz.leri’nin ve Resulü’nün (SAV) ahlakı ile ahlaklanmaktan ibarettir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Tasavvuf (tarikat), şükür ibadetlerini yerine getirdikten sonra Tasavvuf (tarikat) yolunda Yüce Allah (CC) Hz.leri’ne yakınlık tahsil etmektir.
 

 

 

 

TARİKATA GİRMEK İSTEYENLERE

 

Tarikat-ı Aliyyeye girmek isteyen din kardeşlerimizin, her şeyden evvel kendilerini Şer-i Mübine uydurmaları, sonra Mürşidin elini tutarak: “Bu zat beni, Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ne ulaştırır!” itikat ve hüsnü zannı ile, o zatın sözlerini yerine getirmeleri şarttır. Yirmidört saatte bir defa, hangi vakit kolayına gelirse o zamanö tenha bir yerde gizlice ve abdestli olarak kıbleye yönelerek oturup, rabıta-i mevt ile gözleri yumuk vaziyette vazifesini okumalı. “Ben Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ni görmüyorum ama, Allah-ü Teala (CC) Hz.leri beni görüyor, diyerek tam bir huzur içerisinde olmalıdır ve Mürşidinden aldığı vazifeyi telkin aldığı şekilde vazifesine başlayıp huzur içerisinde vazifesini ifa eder. Bu hususta Nebiler Nebisi (SAV) Efendimiz buyurur ki: “En büyük ihsan, Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ni görüyormuş gibi ibadet etmendir. Sen onu görmesen bile, o seni daima görür.”[1]

Salikin bu vazifesini gönül mutmainnesi ile yapabilmesi için şu hususa önemli dikkat etmelidir: Sanki hastalanmış, bir döşek içinde yatmaktadır. Ölüm acıları, kendisine iyice yaklaşmıştır ve ölüm gelip çatmış kendisini yıkamışlar kefenlemişler, ağaç ata bindirip kabire dokuz hatılın altına koymuşlar… Bu şekilde vazifeye başlanırsa o zaman Nebiler Nebisi (SAV) Efendimiz’in şu sözüne mazhar olur: “Ölmeden evvel ölünüz.”[2] Bu hususu Yüce Allah (CC) Hz.leri şöyle beyan etmiştir: “ ‘Biz Allah-ü Tealanın kullarıyız. Ancak ona döneriz, musibetlerine razıyız!’ derler.”[3] Her inanan ve mürid olup tasavvuf tarikat yoluna girenin Kur'an-ı Kerim’e ve Hadis-i Şerif’lere daha sıkı sarılması lazımdır.

Şeyh arayanlar, şeriatı düzgün olanı aramalıdır. Şeriat, tarikat, hakikat, marifet ve çok Zikrullah etmek, çok namaz kılmak, Resülullah (SAV) Efendimiz’in yoludur. Gece gündüz devam ettiğidir. Çünkü Resülullah (SAV) Efendimiz’in has yolu olan şeriatı, tarikatı, hakikati birbirinden ayırırlar, itiraz ederler. Cenab-ı Hakk (CC) Hz.leri’nin has kulları Resülullah (SAV) Efendimiz’in ümmetleridirler. Bu mukarrebler, Allah-ü Teala (CC) Hz.lerinin evliyalarıdırlar. Allah (CC) Hz.leri’ne kurbiyyet (yakınlık) isteyenler dikkat etsinler, Allah (CC) Hz.leri’ne yakınlaştırıan, insanları Hakka götüren bir yol seçsinler ve O’na (CC) ulaşmada bir kılavuz edinsinler.

Tarikat, insanları Allah (CC) Hz.leri’ne götürür. İnsafa gel, Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ne ulaşmada acele et. Resülullah (SAV) Efendimiz’e vuslatta geç kalma. Bu dünya elinden gider, malın, mülkün, oğlun, kızın fayda vermez. Ancak kalbin nuru fayda eder.

Ey müslüman! Bilmiş olasın ki, şeytan melunu kişiyi zulmete çeker. O da kendisine dost olanlara vervese verir, dine, şeriata, tarikata, hakikata ve marifete itirazlar koyar. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri iman edenlere ilham eder. Tasdikler, muhabbetler koyar. İşte sen düşün, şeytanın dediklerini kabul edip Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin dediklerini kabul etmiyorsun. Bir de Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ne bahane buluyorsun. Sana Cenab-ı Hak (CC) Hz.leri Peygamberi ile söyletti, Kur'anda aşikare söylüyor. Kitaplar söylüyor, bunları hiçe sayarak şeytanın vesvesesine ve nefsin havasına uyup nefsine kul köle olma.

Aziz müslüman! Artık uyan. Kur'an-ı Kerim bir bütündür, bir ayetini inkar küfürdür. İbadet noksanlığı günahkarlıktır. Bu kötülüklerden kul ancak şeriat ve tarikatta huzur ile çalışıp gayret ederse, o zaman ebedi saadethaneyi mamur eder. Bak Yüce Mevla (CC) Hz.leri ne buyuruyor: “Fakat ahirele inanmayanlar, hu doğru (yoldan) sapmaktadırlar.”[4] “O halde hep O'na (CC) ibadet edin. İşte bu biricik doğru yol budur.”[5] “O (CC) bize yollarımızı dosdoğru göstermiş, hidayet vermiştir.”[6]

Meşayıhtan birisi şöyle anlatır: “Bağdat Mezarlığında gezerken gördüm. Büyük ve kocaman kabirlerin başındaki taşlara beş yaşında on veya onbeş yaşında yazmışlar, hayrette kaldım. Evliyaullahtan birine rastladım, bana dedi ki: ‘Niçin hayret edersin. Heva ve hevesiyle geçen günler yaşamaktan mıdır? Hayvanlar gibi Nefsi emmaresinin yolunda giderek yaşamayı biz ömür ve yaşama saymayız. Bir tarikata girip şeyhin yanında geçen ömrü yaşamadan ve ömürden sayarız.’ dedi ve böylece benim de hayretim gitti.”[7] Yüce Mevla (CC) Hz.leri şöyle buyuruyor: “Her kim de, kendisine doğru yol apaçık belli olduktan sonra, Peygambere aykırı harekette bulunur ve müminlerin yolundan uyar giderse, onu döndüğü sapıklıkta bırakırız. Ahirette de kendisini cehenneme koyarız ki o ne kötü bir dönüş yeridir.”[8] “Şüphe yok ki Rabbin (CC) Hz.leri, yolundan sapanı en iyi bilendir ve o, hidayete kavuşanları da en iyi bilendir.”[9]

Aziz kardeşim Yüce Allah (CC) Hz.leri Mucizel beyanında zatını iyi bilen kulları ile beraber olunmasını niçin emretmiştir? Zira kulunu af ve mağfiret etmek için dünyada ölülükten kurtulup manevi bir hayata erip dünyada iken Rızaya, Cemalullaha ermiş ve Yüce Allah (CC) Hz.leri’ni en iyi bilen Nebiler Nebisi (SAV) Efendimiz’in varislerine gidip aleme gönderiliş gayesini yerine en iyi şekilde getirebilmek için Mürşid-i Kamil’e teslim olup Tasavvuf (tarikat) okuluna girerek ve rıza bari için çalışarak dünyada iken af ve mağfirete ermek mümkün olacaktır. Yoksa ilmiyle alim olmayan ve taleb ettiği ilmi kendisini bile kurtaramayan kişi başkasını kurtaramaz. Denizde yüzmeyi bilmeyen kişi denizde boğulmakta olan kişiyi kurtaramaz. Kurtarabilmesi için yüzme bilmesi lazımdır Mana yolunun erleri bu yolda yüzek bilen yüzücü gibidirler. Talib olanı Allah (CC) Hz.leri’ne vuslat ettirirler. Bu hususta Yüce Mevla (CC) Hz.leri buyuruyor: “Onunla (kitapla) amel etmeyenlerin hali, cildlerle kitap taşıyan eşeğin haline benzer.”[10]

Ey Allah (CC) Hz.leri’ni arayan kardeşim! Essek ilimden bir şey anlar mı, ve o ilmi ile amil olmayıp ilmini menfaat karşılığında kullanan kişiler Hakk’ı (CC)bulabilirler mi? Hakk’ı (CC) bilmeyen insan başkalarını Hakk’a (CC) vuslat ettirebilirler mi? Elbette ettiremez! Ancak Yüce Allah (CC) Hz.leri’ni en iyi bilen, ilmiyle amil olan, Nebiler Nebisi (SAV) Efendimiz’in gerçek varisi ve anlattığını bizzat yaşayan veliler, mürşidi kamiller talib olanı Cenab-ı Hakk’a (CC) vuslat ettirirler.

Aziz dostum, durma! Artık durma zamanı değil. Bir an evvel o dostu ara bul ve hizmetine talib ol. Ancak bu vesile ile Hakk’a (CC) vasıl olabilirsin. Bunu bil ve batınını yani iç dünyanı temizlemek için Tasavvuf (tarikat) yoluna can at. Bu vesile ile dünya muhabbetinden ve şehvetlerinden temizlenebilirsin. O zaman Yüce Allah (CC) Hzleri seni hikmetle konuşturur ve sana sevdiği veli kulunun hürmetine zatını bildirir. Gerçek talib olursan, aşkını muhabbetini sevgisini gönlüne ilga eder.

www.GAVSULAZAM.de


[1] Miftahul Kulup. S.285

[2] Miftahul Kulup. S.279

[3] El-Bakara S. A.156

[4] El-Müminun S. A.74

[5] Ez-Zuhruf S. A.64

[6] İbrahim S. A.12

[7] Allah’ı Niçin Anıyoruz?

[8] En-Nisa S. A.115

[9] En-Nahl S. A.125

[10] Cuma S. A.5

 
   

 

©2003 - 2004  Gavsulazam.de       Her hakkı mahfuzdur...