KONULAR
 

 

Tasavvuf - Tarikat Nedir?

Tasavvufun Temeli

Tasavvufun Esası

Tasavvufta Gaye

Tasavvufun İnsana Tesiri

Tasavvufu İnkarın Hükmü

Tasavvuf İle İlgili Fetvalar

Ayetlerde Tasavvuf

Hadis-i Kudsilerde Tasavvuf

Hadis-i Şeriflerde Tasavvuf

Tasavvufun On Esası

Tarikatların Doğuşu

Tarikatlar İki Kısımdır

Tarikata Niçin Girilir?

Tarikata Girmek İsteyenlere...

Tarikat-Şeriat Münasebeti

"HU" Ve Açıklaması

Seyr-i Sülûk Nedir?

Rabita Nedir?

Tarikatta Rabita

Rabıta Çeşitleri

Rabıtaya Karşı Çıkmanın Hükmü

Semanın Hakikatı

Nefsin Yaratılışı

Nefis Mertebeleri

 

 

 

 

NEFSİN YARATILIŞI

 

Hak Sübhanehü Ve Teala (CC) Hz.leri ne zaman ki nefsi yarattı, ona: “Beni bildin mi” diye sordu. “Nefse ve onu (İnsan biçiminde) düzenleyene;  ..Sonra da o nefse isyanını ve itaatini öğretene ki,Muhakkak (Allah'ın (CC) küfür ve isyandan) temizlediği nefis kurtulmuştur.”[1]

Yüce Allah (CC) Hz.leri nefse: “Ben kimim, ve sen kimsin?” diye sordu. Nefs cevap verdi: “Sen sensin, ben de benim.” Nefs, Allahü Teala (CC) Hz.leri’nin huzurunda senlikbenlik davasında bulunduğundan beri bu davayı bırakmamıştır.

Bunun üzerine Hak Celle ve Ala Hz.leri nefse hışım eyledi ve o hışmın pırıltısından Cehennem yaratıldı. Buyurdu ki: “Cehennemi üç bin yıl yaksın ve ısıtsınlar.” Cehennem öyle karardı ve karanlık oldu ki, cehennemin içinde göz gözü görmez oldu. Ve iyice ısındı. Hak Teala (CC) Hz.leri’nin  buyruğu ile nefsi Cehennemin içine attılar. Orada bin yıl yandı. Sonra Cehennemden çıkararak Hakk’ın (CC) huzuruna götürdüler, yine soruldu: “Ey nefs! Bildinmi? Sen kimsin? Ben kimim?” Nefs yine cevap verdi: “Ben benim, Sen sensin.”

Hak Teala (CC) Hz.leri buyurdu, bin yıl daha Cehennemde yaktılar. Yine aynı soru soruldu ve aynı cevap alındı. Götürüp bin yıl daha yaktılar. Cehennemde azab ettiler, aynı cevabı tekrarladı. Görüyor musun? Nefsi emmare üç bin yıl Cehennemde yandığı halde senlikbenlik davasından vazgeçmedi.

Bu defa Hak Teala (CC) Hz.leri gıdasının kesilmesini irade buyurdu, gıdasını kestiler. Aradan üç gün geçmeden nefs feryada başladı. “Beni Rabbıma götürün.” dedi. Cehennem ehli buna şaşıp kaldılar. Kendi kendilerine: “Bu ne acep sırdır ki, bu nefs üç bin yıl Cehennemde yandı, türlü türlü azaplar gördü de bir kere ‘Rabbim Sensin’ demedi, Senlik benlik davasından vaz geçmedi, üç gün gıdası kesilmekle ‘Beni Rabbime götürün. Bana mevlam gerektir, başka hiçbir birşey gerekmez’ demeye başladı.”

Cehennem Malikleri Hak Teala Hz.lerine niyaz ettiler: “İlahi Sen Allamül Guyubsun (CC) (Gaibleri bilicisin). Şu nefs cehennemde üç bin yıl yandı da hiç kimseye baş eğmedi. Şimdi üç gün aç kalınca ‘Beni Rabbime götürün’ diye feryada başladı.” dediler. Hak Teala (CC) Hz.leri nefsi Huzuruna getirmelerini irade buyurdu ve nefse sordu: “Ya nefs! Bildin mi? Ben kimim ve sen kimsin?”  Nefs bu defa şu cevabı verdi: “Sen benim Mevlamsın ben senin zaif kulunum.”

Hak Teala’nın (CC) nefse bu şekilde muamele yaptırmasından muradı, nefsi açlıktan başka hiçbir şeyin acze düşüremeyeceğini ve kulluk makamına getirilemeyeceğini bildirmektir. Şunuda iyi bil ki, az yemek gönlü saflaştırır. Nefsin karanlık ve bulanıklığını giderir. Kişinin zihni pak ve kuvvetli olur. Gönül yumuşak olur. Açlık kişinin gafletini giderir.

Az yiyen kişiler ibadet taatlerinden zevk ve lezzet bulurlar. Zikirden tesbihten Namazdan, Oruçtan ve bütün Hakkani işlerden Sefa alırlar. Bütün batıllardan kaçınır az yiyenler alçak gönüllü ve merhametli olurlar. Gece gündüz Hakk (CC) Hz.leri’ni zikrederler, dillerinde daima hayır kelam olur. Gözlerinde, gönüllerinde hikmet bulunur. Kendi acizliklerini bilirler. Ölümü unutmazlar, günahlarından ötürü pişman olurlar ve çok açlık çeken kişiler Arifi billah da olurlar. Çok açlık çektiklerinden dolayı kendilerine Marifet kapıları açılır az yiyen kişiler, nefsani gıdalardan kesilir ve Ruhani gıdalara erişirler. Gönüllerine Hakkın Muhabbeti dolar. O muhabbetin nuru dimağlarına çıkar. Az yemekle gönüle Hakkın Muhabbeti dolar. Bu sebeple Resülüllah (SAV) Efendimiz: “Amellerin efendisi açlıktır.” buyurmuşlardır.

Ey Salik (Sülük eden) kişi bütün saadetler hep az yemekle az yemekten elde edilir. Bütün minnetlerde çok yemekten başa gelir.

Hak Teala (CC), Hz. İsa’ya (AS) buyurdu: “Eğer beni görmek istersen, aç ol.” O halde ebedi Saadeti isterseniz açlığı ihtiyar ediniz. Şu bir kaç günlük ömürü az yemekle ve nefs mücahedesiyle geçiriniz. Zira Mucizel beyanda şöyle buyrulur: “Ben nefsimi temize de çıkarmıyorum. Çünkü nefis gerçekten kötülüğü şiddetle emreder. Ancak Rabbimin esirgediği nefis müstesnadır.. Çünkü Rabbim Ğafûr’dur, Rahim’dir (CC).”[2]

Yine Resülüllah (SAV) Efendimiz buyurmuşlardır ki: “Yüksek makamlara vasıl olmanın sebepleri açlıktır.”

İmdi ey kardeş açlığa kendini alıştır ve bunu mutlaka adet et. Nefsine riyazat ve mücahedeyi öğret ki, mücahede insanı müşahedeye erdirir. Şunu muhakkak olarak bil ki, açlık Nebilerin, Velilerin ve Salihlerin; tokluk ise kafirlerin, münafıkların ve hayvanların hasletidir.

Bir beyit:

Çok yiyenlerdir ibadet etmeyen

Çok yiyenlerdir doğru yola gitmeyen

Çok yiyenlerdir bu işi başarmayan

Çok yiyenlerdir Hak (CC) didarın görmeyen

Çok yiyenlerdir nefs arzusun koyan

Çok yiyenlerdir iş bu dünyayı seven

 

Çok yiyenlerin olur nefsi ağır

Çok yiyenlerin olur uykusu ağır

Çok yiyenlerin olur kulağı sağır

 

Çok yiyenler gaflete dalmışlardır

Çok yiyenler dünyaya kalmış durur

Çok yemek kafir münafık hasleti

Çok yiyenler göre yarın mihneti

 

Çok yiyenlerin gözü görmez olur

Çok yiyenler Hakk'ı (CC) zikretmez olur

Çok yemeklik Ulu mihnet durur

Az yemeklik büyük devlet durur

 

Az yemektir Enbiyalar Hasleti

Az yiyenlere Hakk'ın (CC)inayeti

Az yiyenlerdir Hakk'a (CC) gönül veren

Az yiyendir Hakk (CC) didarin gören

 

Az yemekten Evliya olur kişi

Az yiyenlerden giderir teşvişi

 

Az yiyendir Cennete doğru giden

Az yiyendir dünü gün Taat eden

 

Az yiyenlerin olur nefsi halim

 

Az yiyenler söylese Hikmet durur

Az yiyenin baktıği ibret durur

Az yiyenlerin Hakk (CC) ile Sohbeti

Az yiyenlerindir Ali himmeti 

 

Esrefoğlu Rumi çok yemeği ko

Az yemeği edegör sana HUUU[3]

www.GAVSULAZAM.de


[1] Eş-Şems S. A.789.

[2] Yusuf. S. A.53

[3] Müzekkin Nüfus S.301,302

 
   

 

©2003 - 2004  Gavsulazam.de       Her hakkı mahfuzdur...