İMAM-I ALİ (KV) HZ.LERİ'NİN MENKİBELERİ

 

Bir gün Resûlüllah (SAV) Efendimiz onları abası ile örttü, sonra şöyle buyurdu: “Yarabbi! Bunlar benim Alim ve Ehli Beytimdir. Bunlara bereket ihsan eyle, bunları benim örttüğüm gibi sen kendilerini rahmetinle mağfiretinle setreyle. Hakikat ben bunları çok seviyorum, sende sev, sevenleri de sev, sevmeyenleri de sevme.” buyurdu. Resûlüllah (SAV) Efendimiz’in siyah aba ile örttükleri şunlardır: Hz. İmam-ı Ali (KV), Hz. Fatımatüzzehra (RA), oğulları Hz. İmam-ı Hasan (RA), Hz. İmam-ı Hüseyin (RA). Allah (CC) Hz.leri onlardan razı olsun (AMİN).

..........................................

 

Hayatı

Tarikatı Telkin Alması

Hz. Resul'ün (sav) O'na (kv) vasiyyeti

Şehadeti

Menkibeleri

Hikmetli Sözleri

Hakkındaki Hadis-i Şerifler

 

İmam-ı Ali (KV) Hz.leri Sıffin harbine giderken yolda susayan askeri için su bulamayınca bir çoklarının kaldıramadığı bir taşı tek başına kaldırdı, altında leziz bir su çıktı, içtiler. O taşı yine yerine koydu. Bu hadisenin geçtiği yerde kilise vardı. Rahip hadiseyi oradan gördü. İmam-ı Ali (KV) Hz.leri’nin yanına geldi: “Sen Peygamber misin?” diye sordu. “Hayır, ben son Peygamber Muhammed bin Abdullah'ın (SAV) halifesiyim.” buyurdu. Rahip: “Elini ver ki, müslüman olayım.” dedi. İmam-ı Ali (KV) Hz.leri elini uzattı. Rahip Kelime-i Şehadet getirerek müslüman oldu. İmam-ı Ali (KV) Hz.leri rahibe: “Sen bu yaşa kadar kendi dinini yaşamışsın ne sebeple bizim dinimizc girdin?" diye sordu. Rahib: “Ey Emirül-mü'minin! Biz kitaplarımızdan okuduk. Bu taşı Peygamber veya (peygamber varisi) kaldırabilir. Senin bu taşı kaldırdığını görünce arzuma kavuştum. Yıllarca beklediğim şeyi buldum.” dedi. İmam-ı Ali (KV) Hz.leri bu sözü işitince ağladı. Gözlerinin yaşından sakalı ıslandı. Sonra: “Allah-ü Teala (CC) Hz.lerine hamd olsun ki, beni unutulmuşlardan değil, kitabında zikredilenlerden eyledi.”.[1]

..........................................

 

İmam-ı Ali (KV) Hz.leri Küfede kılıç darbesi alınca huzuruna girdim, başını bir şey ile sarmıştı. Dedim ki: “Ey mü'minlerin emiri! Yarayı bana gösterir misin?” Hemen sargıyı açtı, baktım bir şey yok. Hafif bir yaradan ibaret dedim. İmam-ı Ali (KV) Hz.leri: “Evet sizden ayrılmaktayım” dedi. Kerimesi Ümmü Gülsüm perde arkasından ağlamaya başladı. İmam-ı Ali (KV) Hz.leri: “Kızım sükut et eğer benim gördüklerimi görecek olsan ağlamazsın” dedi. “Ya Emirel Mü'minin ne görüyorsun?” diye sordum. Buyurdu ki: “İşte bunlar melekler ile nebiler cemaati. İşte bu da Muhammed (SAV) Efendimiz. Ya Ali müjde sana, teveccüh etmekle bulunduğun hal, şu içinde bulunduğun halden daha hayırlıdır diye buyuruyor.”[2]

..........................................

 

Allah-ü Teâlâ Hz.leri İmam-ı Ali (KV) Hz.leri için güneşi iki kere batarken geri çevirmiştir. Birisi Resûlüllah'ın (SAV) Efendimiz’in zamanı şeriflerinde idi. Peygamber (SAV)Efendimiz huzurlarında İmam-ı Ali (KV) Hz.leri olduğu halde evlerinde idiler. Cebrail (AS) vahy getirdi. Resûl-i Ekrem (SAV) vahyin ağırlığından mübarek başını İmam-ı Ali (KV) Hz.leri’nin dizine koydu. Güneş batıncaya kadar kaldıramadı ve namazını oturduğu yerde ima ile kıldı. Resûl-i Ekrem’i (SAV) rahatsız etmemek için yerinden kalkmadı. Sultan-ı Kâinat Efendimiz (SAV) vahyin ağırlığından kurtulunca: “Ya Ali (KV) ! İkindi namazını kıldın mı?” diye sordular. İmam-ı Ali (KV) Hz.leri: “İma ile kıldım.” dedi. Habibullah güneşe geriye dönerek dağın üzerinde durması için emir verdiler. Güneş geriye dönerek dağın üzerinde durdu. H İmam-ı Ali (KV) Hz.leri namazını kıldı, güneş tekrar yerine gitti. İkincisi Resülüllah (SAV) Efendimizden sonra İmam-ı Ali (KV) Hz.leri Babile giderken Fırat nehrinden geçmek icabetti. İkindi vakti idi. Beraberindekilerin bir kısmı ile kendileri ikindi namazını kıldılar. Bir kısmı da hayvanlarını sudan geçirmeye uğraştı, güneş battı. Bunlar ikindi namazını kılamadılar. İmam-ı Ali (KV) Hz.leri dua buyurdu. Hak Teâlâ (CC) Hz.leri güneşi geriye getirdi. Namazını kılmayanlar selam verinceye kadar güneş kaldı. Sonra korkunç bir ses çıkararak battı.[3]

..........................................

 

Kâbe-i Muazzama, Mekke fethinde putlardan temizleniyordu. Peygamberler Peygamberi (SAV) Efendimiz İmam-ı Ali (KV) Hz.leri’nin sırtına basarak Kabe duvarına yetişmenin imkânsız olduğunu anlayınca kendisi çöktü ve: “Ya Ali! Üzerime çık.”  İmam-ı Ali (KV) Hz.leri: “Ya Resûlüllah! Sizin omuzunuza nasıl çıkayım? Siz benim omuzuma çıkın.” dedi. Nebiler Nebisi (SAV): “Ya Ali sen buna dayanamazsın. Çık omuzuma.” buyurunca İmam-ı Ali (KV) Hz.leri Âlemlerin fahri ebedisinin (SAV) sırtına çıkıyor. Putların bulunduğu noktaya çıkıyor. O demde Hz. İmam-ı Ali (KV) Hz.leri öyle bir yere çıkmıştır ki, bütün ufukları kucaklayabileceğini sanıyor ve her nereye baksa onsekiz bin âlemin efendisini görüyor ve kalan putları oradan temizleyerek Nebiler Nebisi’nin (SAV) sırtından iniyor.

..........................................

 

Âlemlerin Efendisi (SAV) hasta yatıyorlar. İmam-ı Ali (KV) Hz.leri ziyarete geliyorlar. Resul Efendimiz’e (SAV): “Ya Resûlüllah (SAV) ! Rüyamda gördüm giymiş olduğum zırhı üzerimden çıkardılar.” buyuruyor. Hz. Resul (SAV) Efendimiz de: “Ya Ali (KV), o zırh bendim, bütün hilekârlıktan o (zırh) seni korurdu. Vakit ki, ben gideyim ve sen yalnız başına belalara uğrarsın. Ey Ali (KV)! Sakın gönül darlığı çekip sızlanmayasın ve sabırdan başka bir yola girmeyesin.” buyurdu. Bu esnada Fatımatüzzehra (RA) validemiz de ağlamaya başladı. “Ya Resûlüllah (SAV) ! Rüyamda elimde bir mushaf yaprağı tutuyordum. Ansızın elimden kayboldu.” Hz. Peygamber (SAV) buyurdu ki: “Ey Fatıma (RA)! O yaprak bendim. Gözünün önünden kaybolsam gerektir.” dedi. O esnada İmam-ı Hasan (RA) ve İmam-ı Hüseyin (RA) Efendilerimiz de oradalardı. “Ey büyük dedemiz! Rüyamızda havada giden bir tahtırevanın altında başı açık yürüdüğümüzü gördük.” Hz. Peygamber (SAV) buyurdu ki: “Ey ciğer köşelerim! O taht benim naşımdır ki, siz saçlarınızı açıp onun altında yürüyeceksiniz.” Bu esnada Ehlibeyt (RA) ve Sahabe (RA) güz yaşlarını yere revan ettiler.[4]

..........................................

 

Bir gün Hz. Peygamber (SAV) Efendimiz İmam-ı Aliyyel Mürteza’nın (KV) pak alnını öpmüştü. Abdulmuttalib oğlu Hz. Abbas (RA) sordu: “Ya Resûlüllah (SAV)! Bu adamı seviyormusun?” Hz. Peygamber (SAV): “Ey Abbas (RA)!” dedi. “Bu şahıs benim mahbubumdur. Bunun sevgisinden gaflete düşmek benim için mümkün değildir.”[5] Devamında da buyurur ki: “Her kim beni severse Ali'yi (KV) de sever ve her kim Ali'yi (KV) sevmezse beni de sevmez.”[6]

..........................................

 

Bir gün Hz. İmamı Ali (KV) Hz.leri’ne biri geldi. “Bana bilinmeyen şeyleri öğret, bellet.” dedi. Buna cevap olarak Hz. İmam-ı Ali (KV) Hz.leri sordu: “İlmin başını ne yaptın?” Adam sordu: “İlmin başı nedir?” İmam-ı Ali (KV) Hz.leri sordu: “Rabbini bildin mi?” Bu soruya adam: “Evet.” dedi. Hz. İmam Ali (KV) Hz.leri tekrar sordu: “Bu babda ne gibi işler yaptın?” Buna karşılık adam: “Allah (CC) Hz.leri’nin dilediğini.” dedi. Bundan sonra sözü Hz. İmam-ı Ali (KV) Hz.leri aldı ve şöyle dedi: “Kalk git artık, bu halini kuvvetlendir. Sonra bana gel o zaman sana bilinmeyen şeyleri belletirim.” dedi.[7]

..........................................

 

İmam-ı Ali (KV) Hz.leri irfan sahibi için şöyle buyurdu: “İrfan sahibi bu dünyadan göçünce onu kıyamet günü ne Sıddıklar ne de Şehidler görebilir. Cennet sahibi cennette bulamaz.” Bunun üzerine orda bulunanlar: “O halde nerede bulunur?” diye sordular. İmam-ı Ali (KV) Hz.leri şu ayeti kerimeyi okudu: “Rıza gösterilen bir yerde... Kudretine nihayet olmayan bir Melik'in (her şeye hakim bulunan Allah Teâlâ'nın) huzurunda...”[8] Bu bir Ayeti Kerime idi. Onlara okudu sonra şöyle devam etti: “Onlar mezardan kalkınca Cebrail’i (AS), Mikail’i (AS), cenneti, sevabı, eşlerini ve yavrularını sormazlar. Şöyle derler; ‘Nerede sevdiğim? Hani iyiliğimi kendisi ile bulduğum zat?’ derler.”[9]

..........................................

 

İmam-ı Ali (KV) Hz.leri namaz kıldığı zaman baygınlık hali sorulunca şöyle anlatırdı: “Yerin ve göğün kabul etmediği emaneti yerine getirmek kolay değildir. Nitekim bu hususta buyurulmuştur: Eğer biz bu Kur'an'ı hir dağın üzerine indirseydik, muhakkak o dağı Allah korkusundan baş eğmiş parçalanmış görürdün.”[10]

..........................................

 

İmam-ı Ali (KV) Hz.leri hayatının sonuna kadar Nebiler Nebisi’nin (SAV) yanından hiç ayrılmamıştır. İlminde derya olup bir eliften kırk deve yükü kadar mana çıkaracak mertebeye erip ilmin kapısı ve kapıcısı ve yine ilmin onda dokuzunun sahibi, onuncudan da hisse sahibi olan silsile yolunun Nebiler Nebisi’nden (SAV) sonra ilk İmamıdır.

..........................................

 

Kerametler sarayının eşşiz sultanı Cenab-ı İmam-ı Ali (KV) Hz.leri elinde avucunda ne varsa son meteliğine kadar harcardı. Nur asrında bir gündü. İmam-ı Ali (KV) Hz.leri bütün kadınların efendisi, derinlik ve incelik misali Fatımatüzzehra'ya (RA): “Ya Fatıma (RA)!” dedi. “Evimizde yiyecek bir şey var mı?” Fatıma (RA) annemiz: “Hayır Ya Ali (KV)!” buyurdu. Yüce Allah (CC) Hz.leri onlar isteseydi, uhud dağını altın yaratıp emirlerine sunardı ama onlar şu üç günlük dünyada midelerine taş sarıp günlerce yiyecek birşeyler bulamadıkları halde sonsuzluk âleminin saadeti için şu dünya cilvelerine aldanmaınışlardır.

..........................................

 

Bir gün Ashab-ı Kiram, Resûlüllah (SAV) Efendimiz’den İmam-ı Ali (KV) Hz.leri’ni çok sevmelerinin sebebini sordular. Serveri âlem (SAV) Efendimiz: “Varın, Ali'yi (KV) çağırın.” buyurdular. Ashabı kiramdan birisi, İmam-ı Ali (KV) Hz.leri’ni çağırmaya gitti. Habibi Ekrem (SAV) İmam-ı Ali (KV) Hz.leri gelince: “Ya Ali (KV) ! Sen birine iyilik etsen o sana kötülük yapsa sen ne yaparsın?” buyurdular. İmam-ı Ali (KV) Hz.leri: “İyilik yaparım, Ya Resulallah (SAV) .” dedi. Resulü Ekrem (SAV) aynı soruyu yedi kere sordu. İmam-ı Ali (KV) Hz.leri yine: “İyilik yaparım, ya Resulallah (SAV).” dedi ve ilave ederek: “O kimse bana hep kötülükte bulunsa, ben hep yine ona iyilik yaparım.” dedi. Bunun üzerine Eshabı Kiram: “Ya Resûlüllah (SAV)! Ali’yi (KV) çok sevmenizin sebebini anladık. Bu sevgiye lâyık olduğunu gördük.” dediler.

..........................................

 

İmam-ı Ali (KV) Hz.leri Nebiler Nebisi (SAV) Efendimiz’in yatağında canı pahasına yatmış, bilahare Medine'ye Nebiler Nebisi’nin (SAV) yanına ayakları şişmiş parçalanmış olarak vasıl olmuştur. Nebiler Nebisi (SAV) meşakkate katlanmış olan narin, nazik ayaklarını okşamış, kendisine afiyeti için dua buyurmuştu. Hatta İmam-ı Ali (KV) Hz.leri’nin bu fedakârlığı üzerine şu ayeti kerime nazil olmuştur: “İnsanlardan öyleleri vardır ki, Allah'ın (CC) rızası için nefsini feda eder.”[11]

..........................................

 

Nebiler Nebisi (SAV) O’nun (KV) için buyurdu ki: “Ya Ali (KV)! Seni ancak mü'min olan sever, sana ancak münafık olan buğz eder.”[12]

..........................................

 

İmam-ı Ali (KV) Hz.leri Irak'a giderken Abdullah b. Selam (RA) O'nun ziyaretine gelmiş: “Ya Ali! Irak'a gitme, korkarım ki orada vücuduna bir kılıç ağzı isabet eder.” demiştir. İmam-ı Ali (KV) Hz.leri: “Evet Allah (CC) Hz.leri’ne yemin ederim ki, bunu bana Resûlüllah (SAV) haber vermiştir.” diye buyurmuştur.[13]

www.GAVSULAZAM.de


[1] İslam Ansiklopedisi 1.C. S.111

[2] Amr İbni zi-Mürr El-Hemadani (RA) Hz.leri’nden rivayet edilmiştir.

[3] Ümmü Seleme, Esma binti Ümeys, Cabir bin Abdullahi'l Ensari ve Ebu Saidil Hudri (RA) Hz.leri’nden Riv. Ed..H.Ş. (Buhari ve Müslim)

[4] Saadete Ermişlerin Bahçesi S. 205

[5] Firdevsi Ahbarda Muaz B. Cebelin riv. Ettiği H.Ş

[6] İmam-ı Tirmizi'nin rivayet ettiği H.Ş

[7] Onların Alemi S. 137

[8] El-Kamer S. A.55

[9] Onların Alemi S. 223

[10] El-Haşr S. A.21

[11] El-Bakara S. A.207

[12] İslam Ansiklopedisi 1. C. S. 106

[13] İslam Ansiklopedisi 1. C. S. 107

 

 

İMAM-I ALİ (KV) HZ.LERİ

İMAM-I HASAN (RA) HZ.LERİ

İMAM-I HÜSEYİN (RA) HZ.LERİ

İMAM-I ZEYNEL ABİDİN (RA) HZ.LERİ

İMAM-I MUHAMMED BAKIR (RA) HZ.LERİ

İMAM-I CAFER-İ SADIK (RA) HZ.LERİ

İMAM-I MUSA-İ KAZIM (RA) HZ.LERİ

İMAM-I ALİ RIZA (RA) HZ.LERİ

İMAM-I MUHAMMED TAKİ (RA) HZ.LERİ

İMAM-I ALİ NAKİ (RA) HZ.LERİ

İMAM-I HASEN-İ ASKERİ (RA) HZ.LERİ

İMAM-I MUHAMMED MEHDİ (RA) HZ.LERİ

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

©2003-2004 GAVSULAZAM.de