İNDEX

GAVSULAZAM

SİLSİLE

ONİKİ İMAMLAR

YOLUMUZ

İslam’a göre ibadet ve Allah’a (CC) yaklaşmak, sadece namazda, oruçta, hacda, ziyarette, zikirde ve duada özetlenmez ve mescidlerde, mabedlerde ve mezarlarda sınırlanmaz. Bilakis sosyal sorumlulukları üstlenmek, Allah’ın (CC) kullarına bağışta bulunmak, iyilik yapmak ve hizmet etmek de kurbet (alemlerin Rabb’ına CC. yaklaşmak) kastıyla yapılırsa en iyi ibadetlerden sayılır ki, kendini yetiştirme, mükemmelleştirme, nefsi yetiştirme ve Allah’a (CC) yakınlık için vesile olabilir.

İslam’a göre ibadet ve itaat ille de inziva ve bir köşeye çekilmeği gerektirmez; tersine bu, sosyal sorumlulukları üstenmekle ve toplumun tam içinde de olabilir. Bağış ve hayırda bulunmak, yardımlaşmak, iyilik etmek müminlerin ihtiyaçlarını, gidermeye çalışmak ve onları hoşnut etmek, mahrumlara ve mustazaflara destek olmak, müslümanların işlerine özen göstermek onların sıkıntılarını bertaraf etmek ve müşkülatlarını halletmek, Allah’ın (CC) kullarına yardım etmek, İslam açısından sevabı onlarca makbul hac ve umreden daha fazla olan büyük ibadetlerdendir.

Bu konuda elimize Hz. Resulullah (SAV) Efendimiz ve İmamlardan (RA) yüzlerce hadis ulaşmıştır. Örnek olarak şunlara değinebiliriz:

İmam-ı Cafer-i Sadık’tan (RA) şöyle naklediliyor: “Allah-ü Teala (CC) buyurmuştur ki, kullar benim ailemi teşkil ederler. O halde benim yanımda halkın en sevgilisi onlara karşı en şefkatli olanı ve onların ihtiyaçlarını gidermek için herkesten daha çok çaba harcayanıdır.”[1]

Resulullah (SAV) Efendimiz şöyle buyuruyor: “İnsanlar Allah’ın (CC) ailesidir. O halde Allah’ın (CC) katında insanların en sevgilisi Allah’ın ailesine faydası dokunan ve bir aileyi sevindirenidir.”[2]

İmam-ı Muhammed Bakır (RA) şöyle buyuruyor: “Müminin mümin kardeşinin yüzüne tebessüm etmesi ve onun müşkülünü gidermese iyi bir ameldir. Allah-ü Teala’ya (CC) mümini sevindirmekten daha sevgili bir şeyle ibadet olunmamıştır.”[3]

İmam-ı Cafer-i Sadık (RA) şöyle buyurmuştur: “Her kim bir mümini sevindirirse beni sevindirmiş olur. Ve her kim beni sevindirirse Resulullah’ı (RA) sevindirmiş olur ve her kim de Resulullah’ı (RA) sevindirirse Allah’ı (CC) sevindirmiştir ve Allah’ı (CC) sevindiren kimseyi ise Allah (CC) Cennet’e koyar.”[4]

İmam-ı Cafer-i Sadık (RA) şöyle buyuruyor: “Bir müminin ihtiyacını karşılamak, Allah-ü Teala’nın (CC) indinde her defasında yüzbin (dinar veya dirhem) harcanan yirmi hacdan daha sevgilidir.”[5]

İmam-ı Cafer-i Sadık (RA) yine şöyle buyurur: “Bir müslümanın ihtiyacını karşılamak için çalışmak, Kabe’nin etrafında yapılan yetmiş tavaftan daha faziletlidir.”[6]

Başka bir yerde de şöyle buyuruyor: “Allah-ü Teala’nın (CC) bir takım kulları vardır ki insanlar kendi ihtiyaçlarını gidermek için onlara sığınırlar (müracaat ederler) ve Kıyamet’te (Allah’ın CC. azabından) emanda kalacak olanlar da işte bunlardır.”[7]

İmam-ı Zeynelabidin (RA) buyuruyor ki: “Ey taraftarlarımız! Er veya geç Cennet’e gireceksiniz; ancak Cennet’in (yüce) derecelerine ulaşmak için yarışın. Bilin ki, Cennet’in yüksek derecelerine ve en iyi köşk ve evlere müminlerin ihtiyaçlarını bertaraf etmek için herkesten daha çok çalışan ve fakirlere daha fazla yardım edenler ulaşacaklardır. Doğrusu sizden her biriniz mümin ve fakir kardeşiyle konuştuğu söz vasıtasıyla yüz bin yıl yürüyerek yol alan kimseden daha fazla Cennet’e yaklaşır; hatta azaba uğrayacaklardan bile olsa. O halde mümin kardeşlerinize ihsanda bulunmayı küçümsemeyin, çünkü hiç bir şeyin onun yerini alamayacağı günde Allah-ü Teala (CC) ondan faydalandıracaktır sizleri.”[8]

Görüldüğü gibi, ihsanlarda bulunmak, Allah’ın (CC) kullarına hizmet etmek onların müşkülatını bertaraf etmeye ve sorunlarını halletmeye çalışmak, İslam açısından büyük ibadetlerden sayılmaktadır. Kurbet (Allah’a CC. yaklaşmak) kastıyla yerine getirildiği taktirde nefsi terbiye etmek, mükemmelleştirmek, seyr ve sülûk ve Allah’a (CC) yaklaşmak için vesile olur. Ne yazık ki insanların çoğu İslam’ı doğru dürüst tanımadıkları için İslam’ı ibadetlerin bu önemli ve büyük bölümünden gaflet etmekte, ibadet, itaat ve kulluğu sadece namazda, oruçta, ziyarette, duada zikirlerde vs. de bilmektedirler.

www.GAVSULAZAM.de


[1] Kafi, c.2, s.199.

[2] Kafi, c.2, s.164.

[3] Kafi, c.2, s.164.

[4] Bihar-ul Envar, c.74, s.413.

[5] Kafi, c.2, s.193.

[6] Bihar-ul Envar, c.74, s.311.

[7] Bihar-ul Envar, c.74, s.318.

[8] Bihar-ul Envar, c.74, s.308.

 

(C) 2003 - 2004     www.GAVSULAZAM.de    Her hakkı mahfuzdur...
Ana Sayfa    |    Misafir Defteri    |    Bize Yazın