Seriyyi Sekati (RA) Hz.leri'nin Menkibeleri      SERİYYİ SEKATİ (RA)  

Seriyyi Sekati (RA) Hz.leri’nin kızkardeşi, bir gün ziyarete gelip: “Eğer müsaade buyurursanız evinizi süpüreyim.” dedi. Seriyyi Sekati (RA) Hz.leri müsaade etmedi. Başka bir gün yine ziyaretine geldiğinde, bir kocakarının Seriyyi Sekati (RA) Hz.leri’nin evini süpürdüğünü gördü. Bunun üzerine: “Ey biraderim, ben senin hemşiren iken haneni süpürmeme müsaade etmedin. Şimdi ise süpürmek için ihtiyar bir kadın getirmişsin.” dedi. Seriyyi Sekati (RA) Hz.leri hemşiresinin bu sözü üzerine tebessüm ederek buyurdu ki: “Ey hemşirem, o gördüğün acuze kadın dünyadır. Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri, dinine hizmet edene, dünyayı hizmetçi eyler.”

..........................................

 

Cüneyd-i Bağdadi (RA) Hz.leri şöyle anlatır. “Bir gün Seriyyi Sekati (RA) Hz.leri’ yanına gittim. O’nu (RA) üzgün olarak gördüm. ‘Neden böyle üzgünsünüz?’ diye sordum. Seriyyi Sekati (RA) Hz.leri: ‘Yanıma bir delikanlı geldi. Benden tövbenin ne olduğunu izah etmemi istedi. Ben de ‘Günahını unutma’ diye cevap verdim. O genç ona itiraz ederek; ‘Hayır belki tövbe, günahını unutmak ve bir daha yapmamaktır.’ dedi. Ben de buna üzüldüm’. deyince: ‘Ben de benim kanaatim de gencin kanaati gibidir.’ dedim. Bunun üzerine Seriyyi Sekati (RA) Hz.leri sebebini sordu. Ben de: ‘Allah-ü Teala (CC) Hzleri bana, işlediğim günahıma tövbe etmemi nasib ettiği zaman, tövbe halinde günahı hatırlamak günah olmaz mı?’ dedim Bunun üzerine Seriyyi Sekati (RA) Hz.leri sükut etti. Buyurdu ki: ‘Tasavvuf büyüklerinin sözleri üç kısımda toplanır. Birincisi Tevhid hakkındaki sözleri, ikincisi Murad ve mertebeleri, üçüncüsü Tasavvuf yolunda bulunanlar ve bunların durumları hakkındadır. Tasavvufun temeli şunlardır. Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.lerini ismi şeriflerini, sıfatlarını ve fiillerini tanımak nefsi ve onun kötülüklerini bilmek, şeytanın vesveselerini hilelerini, saptırmalarını bilmek, dünyayı ve onun cazibeliğini ve ondan nasıl sakınılacağım bilmek. Tasavvuf ehli bu temellere yapıştılar, sonra nefis ve şeytanın istediklerini yapmamak için devamlı mücadele ettiler. Vakitlerinin kıymetini bildiler. Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’nin beğendiği işleri yapmayı fırsat bildiler. Dünyevi rahat ve zevklerini düşünmediler.”

..........................................

 

Cüneyd-i Bağdadi (RA) Hz.leri anlatır: “Seriyyi Sekati (RA) Hz.leri’nden ziyade ibadet ehli kimse görmedim. Daima edepli bir halde otururdu. Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’nden hiçbir zaman gafil olmadı. Yetmiş yıl hiç kimse onun ayaklarını uzatıp yattığını, edebe uymayan bir hareketini görmedi. Gece gündüz Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’nin huzurunda olduğunu düşünür ve her zaman edepli bir şekilde otururdu. Ancak ölüm hastalığında yatağa uzanabildi.”

..........................................

 

Seriyyi Sekati (RA) Hz.leri bir gün vaaz veriyordu. Sultanın adamlarından birisi merasim ile oradan geçerken “Şuraya bir uğrayalım.” deyip içeri girdi. O sırada Seriyyi Sekati (RA) Hz.leri: “Mahlükat içerisinde en aciz ve zayıf olan mahluk insandır, bununla beraber bu kadar mahluk arasında, Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’ne ve emirlerine insan kadar isyan edip, yüz çeviren mahluk da yoktur. Eğer insan iyi olursa melekler ona gıpta eder, imrenirler. Eğer insan kötü olursa şeytanın dahi kendisinden nefret ettiği, kendisinden kaçtığı, şerli bir kimse olur. Ne kadar hayret edilir ki, bu kadar zayıf ve aciz olan insanoğlu, kendisine her nimeti veren, her an varlıkta durduran, yaratan, kudret ve azamet sahibi olan Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’ne karşı gelmekte ve isyan etmektedir.” diye anlatıyordu. Sultan yakınlarından olan bu kişi, bu hikmet dolu sözlerin tesiri ile ağlaya ağlaya kendinden geçti. Bir zaman sonra evine gitti. Sabah olunca yürüyerek Seriyyi Sekati (RA) Hz.leri’nin sohbet ettiği yere geldi. Bir müddet sohbetlere devam etti.

..........................................

 

Bir gün kendisine: “Efendim, söyledikleriniz bana çok tesir etti, kabul ederseniz talebelerinizden olmayı arzu ediyorum.” denildi. Kabul edildi. Ahmed ismindeki bu talebe, az zamanda çok yüksek derecelere kavuştu. Bir gün efendisi, Seriyyi Sekati (RA) Hz.leri’nin huzuruna çıkıp: “Ey şefkatli ve merhametli efendim, beni günah karanlıklarından kurtarıp, huzur ve saadete kavuşturdunuz. Bunun için Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri size bol bol mükâfatlar ve hayırlı karşılıklar ihsan etsin.” dedi. Kısa zaman sonra, Seriyyi Sekati (RA) Hz.leri’ne birisi gelip: “Efendim, beni dervişiniz Ahmed gönderdi. Rahatsız olduğunu size bildirmemi söyledi.” dedi. Seriyyi Sekati (RA) Hz.leri gelen kimse ile beraber dervişi Ahmed’in bulunduğu yere gittiler. Şehrin dışında sahrada çukur bir yerde yattığını ve ölmek üzere olduğunu gördüler.

Seriyyi Sekati (RA) Hz.leri, bu sadık dervişinin başını kaldırıp dizine koydu. Yüzünün tozlarını sildi. Ahmed gözünü açıp efendisini görünce çok sevindi ve huzur içerisinde ruhunu teslim etti. Gasl ve defin hizmetlerini yerine getirmek için şehre geri geliyorlardı ki, şehir halkının kendilerinden tarafa gelmekte olduklarını gördüler. Hayret edip nereye gittiklerini sordular. Onlar: “Biz şehirde ‘Her kim Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’nin veli kullarından birinin cenazesinde bulunmak isterse, Şuniziye kabristanına gitsin.’ diye bir ses duyduk. Onun için yola çıktık’ dediler. Yıkayıp kefenledikten sonra Şuniziye kabristanına bu sırlı olan ve veli makamına eren dervişini defnettiler.

..........................................

 

Seriyyi Sekati (RA) Hz.leri’nde Allah (CC) korkusu, kendini küçük ve aşağı görme hali o derece fazla idi ki, Bağdat'ta ölmek istemem. Çünkü bu insanların benim hakkımda iyi zan sahibidirler. Korkarım ki toprak beni kabul etmezse herkese rezil olmuş olurum".

Sirri-i Sekati Hazretlerine: “Ya seyh, sizin hiç hataniz olmadi mi?” diye sordular. “Kardeşlerim!” dedi,” bir hata işledim ki ateşi otuz yıldır yüreğimi yakmaktadır. Hatirladığımda kalbim duracak gibi oluyor.” Müslümanlar çok merak ettiler. “O hata ne  idi?” Cevap verdi: “Otuz yil önce Bagdat'ta büyük bir yangın çıktı. Benim dükkanımın da bulunduğu büyük bir çarşı yandı. O sırada ben orada değildim. Bana bütün komşuların dükkanının yandığını, benimkine bir şey olmadiğını haber verdiler.
Sevindim, "Elhamdülillah" diyerek Rabb'ime hamdettim. Fakat hemen aklıma diğer Müslümanları bırakıp sadece kendimi düşündüğüm geldi ve çok utandım. Derhal tövbe istiğfar ettim. Kefaret olarak dükkanimdaki bütün malları fakirlere dağıttım. Lakin otuz yıldır, o bir anlık bencilliğim kalbimden hiç çıkmadı, ateşi beni hep yakti.” dedi.

..........................................

 

Seriyyi Sekati (RA) Hz.leri Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri’ne şöyle dua ederdi: “Allah (CC) seni sufi muhaddis değil, muhaddis sufi kılsın. Yani önce  hadis, sonra sufilik.”[1]

www.GAVSULAZAM.de


[1] el-Gazali/İhyau Ulumi’d-Din, 1

 

 

 

  Hayatı

  Tarikatı Telkin Alması

  Vefatı

  Menkibeleri

  Hikmetli Sözleri

 

 

  SİLSİLE-İ KADİRİYYE

 

 

  Hasan-i Basri (RA)
  Habib-i Acemi (RA)
  Davud-i Tai (RA)
  Maruf-i Kerhi (RA)

  Seriyyi Sekati (RA)
  Cüneyd-i Behre (RA)

  Ebubekir Şibli (RA)
  Abdulvahid Et-Temimi (RA)

  Ebu'l Ferec Mehmet (RA)
  Aliyy-el Hokkeri (RA)

  Said Mubarek Mahzumi (RA)

  Abdulkadir-i Geylani (KSA)

 

 

 

 

 

 

 

 

©2003-04 Gavsulazam.de Her Hakkı Mahfuzdur.