MAL VE MEVKİ HIRSI

Kalbi rahatsızlıklardan biri de, mal ve mevki hırsıdır...

Dünyaya aşırı bağlanmak, malına, mevkiine aşırı muhabbet beslemek çok fena bir hastalıktır. İnsanın ölümü unutması ve bu dünyada baki kalacağı düşüncesi, bu gibi rahatsızlıkların temelini oluşturmaktadır.


Aşağıdaki hadis-i şerifler “Hubbürriyaset” denilen, bu hastalığın teşhis ve tedavisine ışık tutmaktadır:

 

1) “İki aç kurd, bir koyun sürüsüne girdiği zaman, yaptıkları zarardan, mal ve şöhret hırsının yapacağı zarar daha çoktur.”

 

2) “İnsana zarar olarak, din ve dünya işlerinde parmakla gösterilmesi yetişir.” Yani, insanın din veya dünya işlerinde şöhret sahibi olması, dinine de, dünyasına da çok zarar verir.

 

3) “Medh olunmayı sevmek, insanı kör eder ve sağır eder. Kabahatlerini, kusurlarını görmez olur. Doğru sözleri, kendisine yapılan nasihatları işitmez olur.”

 

Mevki ve şöhret sahibi olmak arzusu, insanlarda üç şeyden hasıl olur: Birinci sebep, nefsin arzularına kavuşmaktır. Nefs, arzularının, haram yollardan elde edilmesini ister. İkincisi, kendinin ve başkalarının haklarını zalimlerden kurtarmak ve müstehab olan mesela, sadaka vermek için ve hayrat, hasenat yapmak için yahud mubah olan işler yapmak için, mesela, iyi yimek, iyi giyinmek, iyi evlerde oturmak ve çoluk çocuk sahibi olup, rahat ve mesud yaşamak için veya ibadetlerine mani olacak şeylerden kurtulmak için ve islam dinine ve müslümanlara hizmet için mevki sahibi olmak istenir. Bu niyyet ile mevki kavuşurken, riya gibi ve hakkı batıl ile karıştırmak gibi, islamiyyetin yasak ettiği şeyleri yapmazsa ve vacibleri, sünnetleri terk etmezse, bunun mevki sahibi olması caizdir, hatta müstehaptır. Çünki, caiz ve lazım olan şeylere kavuşturucu sebepleri, vasıtaları yapmak da, caiz ve lazım olur. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri, Kuran-ı kerimde, iyi insanların nasıl olacağını bildirirken, bunların “Müslümanlara imam olmak istediklerini” de bildirmektedir.

 

Hz. Süleyman (AS), “Ya Rabbi (CC)! Benden sonra kimseye nasib etmiyeceğin bir mülkü bana ihsan eyle!” diyerek melik ve emir olmak istemiştir. Önceki dinlerden bildirilen ve red edilmiyen haberler bizim dinimizde de muteberdir. Hadis-i şerifde, “Hak ve adalet üzere bir gün hakimlik yapmayı, bir sene devamlı gaza etmekten daha çok severim” buyuruldu. Bir hadis-i şerifde, “Bir saat adalet ile idarecilik yapmak, altmış sene nafile ibadet yapmaktan daha iyidir” buyuruldu. Riya ile ve hakkı batıl ile karıştırarak mevki sahibi olmak caiz değildir. İyi niyyet ile olsa da, caiz değildir. Çünki, haramları ve mekruhları, iyi niyyet ile de yapmak caiz değildir. Hatta, bazı haramların iyi niyyet ile yapılması, daha büyük günah olur. Niyyetin iyi olması, taatlarda, ibadetlerde faideli olur. Mubah, hatta farz olan bir amel, niyyete göre günah olabilir. Günah işliyenin, “Sen kalbime bak! Kalbim temizdir. Allah (CC) kalbe bakar” sözünün yanlış, hatta zararlı olduğu buradan da anlaşılmakdadır.

 

Mevki sahibi olmağı istemenin sebeblerinden üçüncüsü, nefsini eğlendirmektir. Nefsi, maldan olduğu gibi, mevkiden de lezzet almaktadır. Arada islamiyyete uymayan işler bulunmazsa, nefsi lezzet aldığı şeye kavuşdurmak haram olmaz ise de, takvanın, himmetin az olduğunu gösterir. Mevki elde etdikten sonra, insanların gönüllerini kazanmak için, riya ve müdahane ve gösteriş yapmasından korkulur. Hatta, münafıklık ve hakkı batıl ile kanştırmak ve hatta hile ve yalan gibi tehlikeli haller de olabilir. Halal ile haram karışık olan şeyi yapmamak lazımdır. Mevki sahibi olmanın bu üçüncü sebebi, haram değil ise de, iyi olmadığı için, ilacını bilmek ve yapmak lazımdır. Önce mevkiin geçici olduğunu ve zararlarını, tehlikelerini düşünmelidir. Şöhretten ve hürmet toplıyarak kibrli olmaktan kurtulmak için, islamiyyette mubah olup, caiz olup, halkın beyenmediği işleri yapmalıdır.

 

Bir zaman, bir emir, bir zahidi ziyarete gitmiş. Zahid, emirin ve etrafındakilerin kendisine yaklaşmak istediklerini anlayınca, ziyafet vermiş. Kendisi, iri lokmaları hırs ile çabuk çabuk, yemeye başlamış. Emir, bu hali görünce, zahidi beğenmeyerek, oradan ayrılmış. Zahid, arkasından, “Elhamdülillah! Rabbim beni kurtardı” demiş. Mevki sahibi olmak arzusunu gideren en kuvvetli ilaç, insanlardan uzlet etmektir. Din ve dünya için zaruri vazifelerden başka, insanlar arasına karışmamalıdır. Hadis-i şerifde, bu ilaç tavsiye edilmektedir.

www.GAVSUALAZAM.de


© 2003-2004   www.Gavsulazam.de   Her Hakki Mahfuzdur.