HIKD

Hıkd, kalbi rahatsızlıklardan bir tanesidir. Hıkd, başkasından nefret etmek, kalbinde başkasına karşı kin, düşmanlık beslemektir...

Kendine nasihat verenlere böyle kin beslemek haramdır. Ona hıkd değil, itaat etmek lazımdır. O kimse, Allah-ü Teala'nın (cc) emrini yerine getirmiştir. Onu sevmek, ona hürmet etmek lazımdır.


Zulm edene karşı hıkd haram değildir. Bir alacaklı ölse, bunun hakkı varislerine ödenmese, kıyametde ödetilir. Zalimi afv etmek efdaldir.

 

Uhud gazasında Resulullah’ın (SAV) mübarek yüzü yaralanıp, mubarek dişi kırılınca, Ashab-ı Kiram (RA) çok üzüldüler. “Dua et, Allah-ü teala (CC), cezalarını versin” dediler. “Lanet etmek için gönderilmedim. Hayr dua etmek için, her mahluka merhamet etmek için gönderildim” ve “Ya Rabbi (CC)! Bunlara hidayet et. Tanımıyorlar, bilmiyorlar” buyurdu. Düşmanlarını afv etdi. Lanet etmedi.

 

Tevadu’ edenin taatlarına, ibadetlerine, daha çok sevab verilir. Günahları, daha çabuk afv olunur. İnsanın yaratılışında, hayvani ruhun ve nefsin arzuları bulunmakdadır. Malı, parayı sever. Gadab, intikam, kibir sıfatları görünmeğe başlar. Bu hadis-i şerif, bu kötü huyların ilacını bildiriyor. Sadakayı, zekatı emr ediyor. Afv ederek, gadabı, intikamı temizliyor.

 

Hadis-i şerifde, afv etmek, mutlak olarak, şartsız olarak bildiriliyor. Mutlak olan emr, mukayyedi göstermez. Yani, bir şarta bağlamaz. Mutlak olan emr, umumidir. Birkaç şeye mahsus değildir. Hakkını almak mümkin değilse de, afv etmek iyidir. Mümkün ise, daha iyidir. Çünkü, hakkını geri almağa kudreti var iken afv etmek, nefse daha güç gelir.

 

Zulüm edeni afv etmek, hilmin, merhametin ve şecaatin en üstün derecesidir. Kendisine iyilik etmiyene hediyye vermek de, ihsanın en üstün derecesidir. Kötülük edene ihsanda bulunmak, insanlığın en yüksek derecesidir.

 

Bu sıfatlar, düşmanı dost yapar. Isa aleyhisselam buyurdu ki, (Diş kıranın dişi kırılır. Burnu, kulağı kesenin, burnu kulağı kesilir demişdim. Şimdi ise, kötülük yapana karşı, kötülük yapmayınız. Sağ yanağınıza vurana sol yanağınızı çeviriniz diyorum).

 

Şeyh İbnül Arabi  (RA) diyor ki, “Kötülük edene iyilik yapan kimse, nimetlerin şükrünü yapmış olur. İyilik edene kötülük yapan kimse, küfranı ni’met etmiş olur.” Hakkını alandan, yalnız hakkını geri almak, fazlasını almamak, “İntisar” olur. Afv etmek, adaletin yüksek derecesi, intisar ise, aşağı derecesidir. Adalet, salihlerin en yüksek derecesidir. Afv etmek, bazan zalimlere karşı aczi gösterebilir. Zulmün artmasına sebeb olabilir.

 

İntisar, her zaman zulmün azalmasına, hatta yok olmasına sebeb olur. Böyle zemanlarda, intisar etmek, afv etmekden daha efdal, daha sevab olur. Hakkından fazlasını geri almak “Cevr”, zulm olur. Cevr edenlere azab yapılacağı bildirilmişdir. Zalimi afv eden, Allah-ü teala’nın (CC) sevgisine kavuşur.

 

Zalimden hakkı kadar geri almak, adalet olur. Kafirlere karşı adalet yapılır. Fakat gücü yetdiği halde afv etmek, güzel ahlakdır. Resulullah (SAV), bir kimsenin zalime beddua etdiğini görünce, “İntisar eyledin!” buyurdu. Afv eyleseydi, daha iyi olurdu.

 

Berika birinci cildin sonundaki Hadis-i şerifde, “(Üç şey kendisinde bulunan kimse, Cennete dilediği kapıdan girecekdir: Kul hakkını ödeyen, her namazdan sonra onbir defa ihlas suresini okuyan, katilini afv ederek ölen” buyurulmuşdur.

 

Zülkarneyn, Peygamber değildi, diyen alimler dedi ki, fakat ona Peygamberlerde bulunan sıfatlardan dördü verilmişdi. Bunlar, gücü var iken afv ederdi. Vaad etdiğini yapardı. Hep doğru söylerdi. Rızkını bir gün evvelden hazırlamazdı. Zulmün çokluğu kadar afvın sevabı çok olur.

 

Hıkddan hasıl olan kötülükler, onbirdir: Hased, şematet, hicr, istisgar [aşağı görmek], yalan, gıybet, sırrı ifşa, alay etmek, eziyyet vermek, hakkı ödememek ve mağfirete mani olmak.

 

Hıkd eden kimse, iftira, yalan ve yalancı şahidlik ve gıybet ve sır ifşa etmek ve alay etmek ve haksız olarak incitmek ve hakkını yemek ve ziyareti kesmek günahlarına yakalanır. “Üç şey bulunmıyan kimsenin bütün günahlarının afv ve mağfiret olunması umulur: Şirke, küfre yakalanmadan ölmek, sihir yapmamak ve din kardeşine hıkd etmemek” Hadis-i şerifi, sihr yapmanın islamiyyetde yeri olmadığını göstermekdedir.

 

Hıkdın sebeblerinden biri, gadabdır. Gadab eden, kızan kimse, intikam alamayınca, gadabı, hıkd halini alır. Gadab, kanın hareketinin artmasından (tansiyonun artmasından) meydana gelir. Allah (CC) için gadaba gelmek, iyidir. Dine olan gayretindendir.

 

Resulullah (SAV), gündüz olurdu saim,

Gece de, namaza olurdu kaim.

Ümmet isen, ol Müctebaya,

Sünnete, mekruha dikkat et daim.

www.GAVSUALAZAM.de

© 2003-2004   www.Gavsulazam.de   Her Hakki Mahfuzdur.