HASEDİN SEBEPLERİ

Kötü huylardan birisi de haseddir. Hased, kendinden başkasını kıskanmak, çekememektir.

Allah-ü Teala'nın (CC) ihsan ettiği nimetin ondan çıkmasını istemektir. Hased kıskanmak, çekememek, başkasında olan sağlık, zenginlik ve benzeri nimetlerden dolayı rahatsız olarak o kişiden o nimetin gitmesini istemektir.


Hasedin çeşitli sepepleri vardır. Bunlar kısaca şunlardır:

 

1. Düşmanlık: Bu, hasedin en önemli sebeplerinden birisidir. Kur’an’da şöyle buyurulmaktadır: “Onlar sizinle karşılaştıkları zaman ‘inandık’ derler. Kendi başlarına kaldıkları zaman size karşı öfkeden parmaklarını ısırırlar. De ki, "Öfkenizden ölün. Şüphesiz Allah (CC) göğüslerin özünü bilir.”[1]

 

Böyle kin ve düşmanlık sebebiyle ortaya çıkan hased çok kere çekişme ve kavgalara da yol açar, hayat boyunca devam eder, hileli yollarla nimetin izalesine gidilir, insanın şerefi ile oynanır ve gizli işlerinin açığa çıkarılması için çaba harcanır.

 

2. Teazzuz: Bir kişinin üstünlük taslaması karşısında diğer bir kişinin ağırına gitmesidir. Kişinin, emsallerinden, mevki, ilim veya servet sahibi olan birisinin kendisine karşı kibirlenmesi halinde bunu hoşgörü ile karşılayamadığı için hased etmesidir.

 

3. Doğrudan doğruya kendisinin kibirlenmesinden, karşısındaki insanı küçük görüp onu kendine hizmet etmesi ve bütün arzularında kendi emrinde olması isteğinden kaynaklanan haseddir. Müşriklerin “Kur’an iki şehrin birinden bir büyük adama indirilmeli değil miydi”[2], demeleri böyle bir hasedin ifadesidir.

 

4. Şaşkınlık ve hayranlık: Kur’an, geçmiş ümmetlerden bahsederken, onların kendileri gibi bir insanın risalet, vahiy ve Allah’a (CC) yakınlık gibi bir mevkiye ulaşmasına şaştıklarını ve bunun sonucu olarak haset ettiklerini anlatır: “Siz de bizim gibi birer insansınız”[3]

 

“Bizim gibi iki insana mı inanacağız?”[4]

 

“Kendiniz gibi insana itaat ederseniz hüsrana uğrayacağınızdan hiç şüphe yoktur”[5]

 

5. Amacına ulaşamama korkusu: Kişilerin belli bir amaca ulaşmak konusunda birbirine üstünlük sağlama arzularına dayanır. Diğerinin amacına ulaşmasına yardımcı olan her nimet, diğeri için bir hased kaynağıdır.

 

6. Makam ve mevki sevgisi, önderlik isteği: Sözgelimi bir kimsenin bir ilim dalında parmakla gösterilen tek adam olmayı istemesi, bu konuda kendisine rakip olabilecek veya göz diktiği yere ulaşmış kimselere hased etmesinin başlıca nedenidir.

 

Sürekli övülmek ve üstün gelmek isteğinde olan kimse, “işte bu adam kendi sahasında zamanın en büyüğüdür, eşi ve benzeri yoktur” denildiğinde nasıl sevinirse, başka bir kimsenin kendisine ortak gösterilmesi, yerini alması hafinde de kıskançlık duyar, hased eder.

 

7. Kötü huyluluk ve Allah’ın kullarına verdiği nimetlere karşı cimrilik: Kişinin mal, önderlik sevgisi ve derdi olmamakla birlikte; ona Allah’ın (CC) nimetler verdiği, iyi huylarla donattığı bir kimseden söz edilince bundan rahatsız olur, hased eder. Buna karşılık birisinin içinde bulunduğu zorluk ve çektiği sıkıntılardan söz edildiğinde de sevinç duyar. Böylesi kimseler başkalarının kötü durumda olmalarını sever ve Allah’ın (CC) lütuflarına karşılık cimrilik gösterirler.

 

Kalpten hasedi atmanın yolları: Hased daha önce de ifade edildiği gibi kalbin en büyük hastalıklarındandır. Kalp hastalıkları ise ancak ilim ve amel ile tedavi edilebilir. Hased hastalığını tedavi edebilmek için öncelikle hasedin din ve dünya için getirdiği zararları bilmek, bu hususta ilim sahibi olmak gerekir. Üstelik hased, kendisine hased edilen kimseye zarar getirmez. Bu nedenle kişinin kendine düşman olması anlamına gelen hasedden kurtulmak için, hasedin şu zararlarını iyice anlamalıdır: Hased eden, Allah’ın (CC) yaptığı taksim ve takdire rıza göstermiyor, onun iradesine karşı geliyor demektir. O’nun (CC) bizce gizli olan hükümleri ile mülkünde gerçekleştirdiği adalete kızmak, onu çirkin bulmak anlamına gelmektedir. Bu ise, kişinin tevhidin özüne ters düşmesinden, dolayısıyla imanının zedelenmesinden başka bir şey değildir. Hasedden vaz geçmek için onun bu zararını bilmek bile yeterlidir. Fakat bunun yanında hased eden kimsenin bir mü’mini aldatmak, ona nasihat etmeyi terketmek, mü’minleri sevmek yolundaki İslam’ın açık emirlerini terketmek, mü’minlerin zarara uğramaları halinde bundan en çok sevinecek olan şeytan ve kafirlerle birleşmiş olmak gibi hiç de küçümsenmeyecek suç ve günahları işlemiş olacağı unutulmamalıdır.

www.GAVSUALAZAM.de


[1] Al-i İmran S. A.119

[2] Zuhruf S. A.31

[3] Yasin S. A.15

[4] Mü'minun S. A.47

[5] Mü'minun.S. A.34

© 2003-2004   www.Gavsulazam.de   Her Hakki Mahfuzdur.