Yüzünden edep, namus ve kanaat perdesini açma… Bunun aksini yaptığın an halka rüsvay olursun…

Halkın yardımını kalbinden çıkar, onlara güvenme… Kudreti, kuvveti Allah’tan (CC) gör!..

Hakk’ı (CC) ve hakikatı gör, her halinde manevi meşgalen bu olursa, benliğin ölür, şahsi arzuların söner. Şahsiyetçilik davasından kurtulur, herkesin iyiliğini gözetmeye başlarsın… Dünya gözünden silinir, yalnız ahiret, cennet sevgisi ve cehennem korkusu ile işlerini yapmaz olursun. Ruhunda sonsuz bir huzur duyar, Hakk’ın (CC) iradesini görürsün… Kalbin, hak ve hikmetle dolar. Zulmet kaybolur, nura boğulursun.

Daima, Hakk’ı (CC) gözet ki; kalbinde yalnız Allah (CC) sevgisi yaşasın. Başkasına giriş hakkı kalmaz olur. Bu durumda İlâhi Vahdetin kapısı olan kalb basiretinin bekçisi olursun. Elinde tevhid, azamet, ceberut kılıcı olur. Her gördüğün aşağılık duyguları ruhundan kovar ve lüzumsuz şeyleri kökünden yok edersin.

Nefsin de, sana baş kaldıramaz. Hele kötü arzu timsali olan heva; şahsiyetçiliği temsil eden irade ve arzu, sana hiçbir zaman dünya ve ahiret işlerinde yol gösteremez.

Kalbinde, bir hakk ölçü vardır. İşittiğin her söz, gördüğün her hareketi hak ölçülere vurursun. Daha ileri giderek Hakk’ın (CC) rızası önünde boyun eğer, bütün varlığınla O’na (CC) teslim olursun. Bu halinde Allah’ın (CC) kulu ve emrine bağlı kalır, halka uymaz ve onların arzularına gidemezsin. Bir zaman böyle gider.

Zaman olur, benliğin tamamen ölür. Bir hayali varlık gibi gezersin. Allah-ü Teala (CC) bütün kuvveti ile seni muhafaza eder. Azamet ve sultanlığı hisarına sokar, hakikat ve tevhid askeri ile etrafını çevirir. Her adım atışında gayri ihtiyari dikkatli olmaya başlarsın. Çünkü, İlâhi bekçiler senindir. Nefis, şeytan, heva, irade, boş ümit, yalancı çağrı ve daha tabiatın nice kötülük ve şaşkınlıkları sana yol bulamaz. Ama her halde kader kendini gösterir.

Halk sana gelir nur almak için. Halk sana uyar doğruyu bulmak için… Halk seni ister, maddi ve manevi bataklıklardan kurtulmak için.

Sen halka yol gösteren, dinin inceliklerini öğreten örnek bir insan olursun. Sende çeşitli kerametler görülür, ama onlara aldanmadan Allah’a (CC) ibadet edersin. Hak yolunda mücadele ederek, çeşitli güçlüklere göğüs gererek Allah’a (CC) kullukta, yani ibadette sabredersin. O’nun (CC) yardımı ile, her kötülükten mahfuz ve örnek bir insan olarak kalırsın.

Halkın meyli seni aldatmaz. Onların sevgi gösterisi seni yoldan çıkaramaz. Onların seni büyütmeleri, elini eteğini öpmeğe koşmaları, kendini olduğundan fazla göstermeğe yaramaz. Sen onlardan lüzumunda istifade etmeği de bilirsin. Hak ölçüler dahilinde, ihtiyacın kadar alır, ötesini terkedersin…

Allah-ü Teala (CC), o sultan hakkında şöyle buyurdu:

- “Biz Yusuf’u (AS) o yere sultan yaptık.”

Yine buyurdu:

- “O (AS), dilediğini yapar oldu. Biz rahmetimizi istediğimize kondururuz, iyi kişilerin mükafatını eksiltmeyiz.”

İşte, bu cümleler, Hz. Yusuf’un (AS) meleki sıfatını anlatır. O’nun (AS) nefis tarafını anlatırken de şöyle buyurulur:

- “Biz, böylece ondan bütün kötülükleri çevirdik, çünkü O (AS), bizim ihlas sahibi kullarımızdandır.”

Hz. Yusuf’un (AS) marifet tarafı da şöyle dile geliyor:

- “Bunlar, (rüya tabiri ve hadislerin tevili) Rabbımın (CC) bana öğrettiklerindendir. Allah’a (CC) inanmayan cemaatı kati olarak terkettim. Onlar ahiret gününe de inanmıyorlardı…”

Bu kitaplar, bir gün sana da gelir; o zaman büyük bir dost sayılırsın. Büyük nasibini almış olursun. Sonsuz ilim, sonsuz kudret, seni kaplamış olur. Saltanatın her yere şamil; emrin her yerde geçerli… Nefsin, senin için faydalı olur. Allah’ın (CC) izni ile her şeye sözün geçtiği gibi nefsine de sözünü dinletirsin.

Dünya ve ukba işlerinin sahibi Allah’tır (CC). Cennet O’nun (CC) elindedir. Nazarlarımız, O’nun (CC) kuvveti, kudreti yüzüne çevrili. O (CC) bizim zengin, cömert Mevlamızdır (CC). Her şeyi bol ve ziyadesi ile verir.

İsteklerin son durağı orasıdır. Ondan öteye yol yoktur. El açacak ve yalvaracak kimse bulunamaz.

Bu anlatılanlar bir sırdır… Ve sözde kalır… Hakikatına Allah (CC) eriştirir. Çünkü O (CC) Rahîm’dir (CC)…

 

Kaynak: Gavsulazam Abdulkadir-i Geylani (KSA), Fütûh-ul Gayb (Gizliden Sesler)

                           Her hakkı mahfuzdur... 2003-2005, WWW.GAVSULAZAM.DE