......................................................................
Tasvir eden, her şeye bir şekil ve hususiyet veren …
......................................................................

 

 

“Suret veren, kılık, kıyafet veren” manasına gelen bu isim, Kur’an’da Haşr suresi 24. Ayette olmak üzere de bir defa geçmektedir. Ayrıca şu Ayet-i Kerime’lerde bu sıfatına işaret buyurmuştur: “Rahimlerde size dilediği gibi şekil veren O’dur (CC).”[1] “Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı”[2]

İnsanlık ailesi bir tek kirpik yaratamamıştır. Bir göz veya bir kaş yapamamıştır. Ama Allah’ın (CC) yarattığı göz ve kirpik üzerine binlerce yıldır şiirler söylenmiş yine de hakkı verilememiştir.
Allah’ımızın (CC) Hâlik ismiyle yarattığı, Bârî ismiyle düzelttiği, Musavvir ismiyle şekillendirdiği tabiatın ve tabiat üzerinde yaşayanların bir teline ve bir çizgisine zarar vermeyelim. Bir ressamın o hareketsiz resmine bir çizik atsanız değeri düşer. Rabbimize (CC) ve yarattıklarına saygısız davranırsak o zaman bizim değerimiz düşer. Rabbimiz (CC) kafirler için “Onlar yaratılmışların en şerlisidirler”[3] buyurur.

Allah-ü Teala (CC) Hz.leri her şeye bir suret, bir hususiyet vermiştir. Her şeyin kendine göre bir şekli, dıştan görünüşü vardır ki, başkalarına benzemez. Mesela insanlar, tamamiyle birbirinin ayni iki insan yoktur. Bir çok yerleri birbirine benzese bile, mutlaka benzemeyen tarafları da bulunur. İnsanların yüzlerindeki alâmetler hep birbirinin ayni olduğu halde, tıpkı tıpkısına iki insan görülmez. Bundan daha garibi, parmak uçlarındaki çizgilerdir. Bu çizgiler, insanların sayısı kadar değişip gidiyor ve hiç biri ötekine uymuyor. Şu halde insanın hiç taklit olunamıyacak imzâsı bastığı parmaktır.
Bu İsm-i Şerif hükmünce eşya biribirinden temayüz etmiş, seçilmiştir. Bunlar Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin ne büyük rahmet ve hikmetidir. Eşyayı biribirinden ayıran hususiyetler olmasaydı ve mesela hayvanlar ve insanlar birbirinden seçilmemiş olsaydı, ne facialar olurdu.

YARATMAK KELİMESİNİN HAKİKİ MANASI: Bu üç İsm-i Şerif Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin yaratıcılık sıfatını ifade ediyor. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri bu sıfatının en canlı ve açık izlerini, nişanlarını insanlarda yaratmıştır. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin verdiği kudret ve bilgi ile insanlar birçok şeyler icat ediyor, meydana koyuyorlar. Ancak ellerindeki bu kudretin hakiki kıymet ve ölçüsünü tâyin edemediklerinden, onu yaratıcı bir kudret sanıyorlar. Halbuki bu yaratıcı bir kudret değildir. Bunu izah için, insan kudreti ile yapılmış bir misal alalım: Diyelim ki şurası boş, pis, ıssız ve korkunç bir arsa idi, üzerine bir fabrika kuruldu, şimdi orada yepyeni bir hayat dirildi. Etraf tertemiz. Fabrikanın içi dışı pırıl pırıl yanıyor. Makinalar harıl, harıl çalışıyor... Diyelim ki, bir un fabrikası. Bir taraftan çuval çuval buğday giriyor, öbür taraftan çuval çuval un çıkıyor. En son bilgilere göre yapılmıştır. Siyah renkli elbisenizle, fabrikanın altını üstünü her tarafını gezip dolaştığınız halde üzerinizde bir toz zerresi görülmüyor.. Evvelce yokken var olan ve bugün mahsul veren bu fabrika nasıl vücûda gelmiştir, ne gibi safhalar geçirmiştir, ne kadar insan emeği sarfedilmiştir? Şunları kısaca bir düşünsek; evvela mühendisler gelmiş, arsa üzerinde kurulacak fabrikanın ebadını, temel yerlerini, duvarlarını, kapısını, penceresini, irtifaını, çatısını, bacasını, hulasa bütün tereffuatını ölçmüşler, biçmişler, hesaplamışlar, krokisini çizmişler, planını yapmışlar, kağıt üzerinde gölgesini, alçıdan resmini hazırlamışlar. Sonra malzeme yığılmıştır. İşçiler, ustalar, mimarlar gelmiş. Hazırlanan plan uyarınca yerleri düzeltilmiş, temelleri açmış, aylarca ve belki de senelerce çalışarak arsa üzerine fabrikanın asıl gövdesini kurmuşlardır. Daha sonra sıvacı gelmiş sıvamış, boyacı gelmiş boyamış, her iş bitmiş.. Fabrika kendine mahsus olarak evvelce hazırlanmış olan şeklini tamamiyle almıştır. Bundan sonra açılış merasimi ve faaliyet.

Demek ki, insanlar bir şey yapmak için her türlü bilgiden sonra, malzemeye, zamana, işçiye, yardımcıya, bir takım alet ve edevata muhtaçtırlar. Yapacakları herhangi bir şey için, bol malzeme, bol zaman, sonra çeşitli ihtisas sahibi mühendisler, ustalar, işçiler. İşte insanlarda bir şey yapmak kudreti böyle bir takım şartlara bağlıdır. Bu şartlar tamamlanmayınca hiçbir şey yapamazlar. Onun için bu kudrete yaratıcı denmez. Yaratıcı kudret hiçbir kayda, hiçbir şarta tabi değildir.

Allah-ü Teala (CC) Hz.leri bir şeyi yaratırken örneğe, maddeye, müddete, yardımcıya, alet ve edevata muhtaç değildir. O (CC), bir işi yapmak isteyince sadece ona “Ol!” der, d da hemen oluverir. Başka hiçbir şeye muhtaç olmaz. Yerleri, gökleri her şeyi yalnız bir istemesiyle, sade bir “Ol!” demekle yaratmıştır. Milyonlarca esbabın, asırlarca zamanın yapamadığı muazzam şeyler, Allah'ın (CC) bir tek irâdesi ile “Kün!” emri ile oluverir. Kün, ol manasına emir sigası bir kelimedir. Onun için “Allah'ın (CC) hazinesi kaf ile nun arasındadır” derler. İşte yaratıcı kudret budur. İnsanlardaki kudretin bir kıymeti varsa, o da, asıl yaratıcı kudreti izleyip, arayanlara rehberlik yapması, onları hakiki yaratıcı kudret sahibi bulunan Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ni bilip öğrenmeğe sevk etmesidir.


[1] Al-i İmran S. A.6

[2] Mü’min S. 64; Teğabün S. A.3

[3] Beyyine S. A.6

 
   
 

Ey Allah'ım (CC)! Her varlığa şekil ve suret veren sensin. İlahi (CC)! Musavvir isminin tecellilerine şahit olan gözlerimizi verensin. Bizi kendinden haberdar ettiğin için, sana hamd-ü senalar olsun. Sana hamd etmekten bizleri alıkoyma! (AMİN)

.................................................

 

Kula Gerekenler: Yaratmak kelimesinin hakiki manasını bilmek, yaratıcı kudretin Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ne mahsus olduğunu tasdik etmek, bunca yaradılmışları görüp dururken yaratıcı kudreti inkar edenlerle fikir birliği yapmaktan son derece sakınmaktır. Öyle ya; bir makineyi yapıp işletmek için ilim ve fen kudreti icab edeceği ve bu kudrete sahip olduklarından dolayı mucitlere, muhterilere saygı ve sevgi gösterilmesi bir vazife, hatta bir medeniyet borcu olarak kabul edildiği halde, o mucit ve muhterilerin bizzat kendilerini, zekalarını, icat ve ihtira ettikleri şeylerin maddelerini yaratan, velhasıl bütün kainat makinasını kurup işleten ve onun her zerresini her an yenileyip duran Allah-ü Teala (CC) Hz.leri nasıl inkar edilir ve buyrukları ne cesaretle hiçe sayılabilir? Bu soruyu insan kendine bir sormalı…

 

İsm-i Şerif'in Faideleri: İhlasla “Yâ Musavvir” diye bir müslüman bu isme devam etse, zor işeri başarır, muradına nail olur.

 

 

 

 
 © 2003-2004     GAVSULAZAM.de    Her Hakkı Mahfuzdur.