......................................................................
"Allah (CC) kendisinden başka ilah olmayandır. En güzel isimler O'na (CC) mahsustur." (Taha S. A.8)
......................................................................

 

“Allah-ü Teala'nın (CC) doksan dokuz ismi vardır. O isimleri kim ezberlerse (sayar, manasını anlar ve şuûruna ererse) cennete gider. şüphesiz, Allah (CC) tektir ve tek olmayı sever.”[1]

Arapça'da “isim” kelimesinin çoğulu olan “esma” ile “güzel, en güzel” anlamındaki “hüsna” kelimelerinden oluşan “Esmaül-Hüsna” terimi, Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerde Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ne nisbet edilen isimleri ifade eder. Sadece Kur'an-ı Kerim’de geçen ilahi isimler 100'den fazladır. Muhtelif Hadis-i Şerif’lerde Allah (CC) Hz.leri’ne nisbet edilen başka isimler de mevcuttur. Esmaül-Hüsna terkibinin, geniş anlamıyla bunların hepsini kapsamakla birlikte terim olarak daha çok doksan dokuz ismi içerdiği kabul edilir.

Esmaül-Hüsna terkibinde yer alan “hüsna” kelimesi “güzel” manasında sıfat veya “en güzel” anlamında ism-i tafdil (üstünlük sıfatı) sayılmıştır. Her iki halde de buradaki güzellik bir gerçeği vurgulamakta olup Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin güzel olmayan bir isminden söz edilemeyeceği için mefhûm-i muhalifini hatıra getirmez. İlahi isimlerin güzellikle nitelendirilmesinin sebeplerini Ebû Bekir İbnü'l-Arabi (RA) şöyle sıralamaktadır:

1. Esmaül-Hüsna Allah (CC) hakkında yücelik ve aşkınlık ifade eder ve kullarda saygı hissi uyandırır.

2. Zikir ve duada kullanılmaları halinde kabule vesile olur ve sevap kazandırır.

3. Kalplere huzur ve sükûn verir, lütuf ve rahmet ümidi telkin eder.

4. Bilginin değeri bilinenin değerine bağlı bulunduğu ve bilinenlerin en şereflisi de Allah (CC) Hz.leri olduğu için Esmaül-Hüsna bilgisine sahip olanlara bu bilgi meziyet ve şeref kazandırır.
5. Esmaül-Hüsna Allah (CC) Hz.leri için vacip (olması gereken), caiz (olması uygun) ve mümteni' (olması imkansız) olan sıfatları içermesi sebebiyle O'nun (CC) hakkında yeterli ve doğru bilgi edinmemize imkan verir.

İnsanların büyük çoğunluğu kainatın bir yaratıcı ve yöneticisinin bulunduğunu kabul etmekle birlikte madde özelliği taşımadığından O'nu (CC) duyularıyla idrak etmeleri mümkün değildir. Şu halde yaratıcı ancak kainat ve insanla olan ilişkisi bakımından tanınabilir. Bundan dolayı Esmaül-Hüsna bilgisi, Allah (CC) - alem ilişkisine ışık tutması ve sonuçta Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ni tanıtması açısından önem taşımaktadır.

Şunu da belirtmek gerekir ki evrenin bir parçasını oluşturan insan, akli istidlalleri yanında gönül hayatı bakımından da yaratıcı ile münasebet kurmak ihtiyacındadır. Bu münasebetin sağlanmasında Esmaül-Hüsna’nın vazgeçilmez bir rolü vardır. İsimlerin kelimeler ve seslerle ifade edilmesi ve bu seslerin kulaklarda yankılanması söz konusu iletişimi geliştiren ve güçlendiren sebeplerdir. Kur’an-ı Kerim’de dua ve zikrin ısrarla tavsiye edilmesinin bir sebebi de bu olmalıdır. Hz. Resul (SAV) Efendimiz’den rivayet edilen dua metinlerinde Esmaül-Hüsna’nın çokça yer alması dikkat çekicidir.

İbnü'l-Arabi’nin de (RA) belirttiği gibi her dindar insanın manevi yöneliş ve ibadetlerinin yüce yaratıcının bizzat kendisine olduğu şüphesizdir. O'nunla (CC) iletişim kurmak ve söyleşmek dindar için vazgeçilmez bir ihtiyaç, paha biçilmez bir haz olup bu iletişime zihinle kalbin yanında bunlarla etkileşim halinde bulunan dilin ve kulağın da katılması lazımdır. Dil O'nun (CC) isimlerini zikreder, kulak da bu zikri algılar.

En önemli konusunu Allah (CC) bilgisinin oluşturduğu ilahi dinler içinde İslamiyet Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin isim ve sıfatlarına ayrı bir önem vermiş, tevhid inancının açık bir şekilde anlaşılabilmesi için yaratanla yaratılmışların niteliklerinin açıklığa kavuşturulmasını fevkalade gerekli görmüştür. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin zatının bilinmesi isimleri ve sıfatlarıyla mümkün olacağından Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın (CC) güzel isimlerinin bulunduğu, O’na (CC) bu isimlerle dua, niyaz ve ibadette bulunulması gerektiği, bu konuda doğru yoldan ayrılanlara itibar edilmemesi lazım geldiği, “En güzel isimler Allah'ındır (CC). O halde O'na (CC) o güzel isimlerle dua edin. O’nun (CC) isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır.”[2], Ayet-i Kerime’sinde belirtilmiş,ayrıca Esmaül-Hüsna’nın hangisiyle olursa olsun dua edilebileceğine “De ki: ‘İster Allah (CC) deyin, ister Rahman (CC) deyin.

Hangisini deseniz olur. Çünkü en güzel isimler O'na (CC) hastır’.”[3], Ayet-i Kerimesi’yle işaret buyrulmuş ve Haşr Suresi’nde Allah (CC) Hz.leri’nin on altı kadar isim bir arada zikredilmiştir.[4]
Esmaül-Hüsna ve sayısı konusunda ilk akla gelen şeylerden biri de, sayıyı doksan dokuz olarak belirleyen ve Esmaül-Hüsna’yı ard arda sayan meşhur Hadis-i Şerif’tir. Sahabi Ebû Hüreyre'ye (RA) ulaşan rivayetlerin muhtevası iki kısma ayrılır: Bütün rivayetlerin kaydettiği birinci kısmın meali şöyledir: “
Allah'ın (CC) doksan dokuz -yüzden bir eksik- ismi vardır. Kim bunları sayarsa (ihsa) Cennet'e girer.” Hadisin bu kısmını içeren bazı rivayetlerin sonunda, “O (CC) tektir, tek olanı sever.” şeklinde bir ilave de mevcuttur. Hadis metnindeki “kim onu sayarsa (men ahsaha)” lafzı bazı rivayetlerde “kim onu ezberlerse (men hafizaha)” ibaresiyle nakledilmiştir. Hadis-i Şerif’te Cennet'e girmeye vesile olarak gösterilen “ihsa” kelimesinin buradaki anlamı üzerinde Buhari’den (RA) itibaren önemle durulmuş ve kelimenin “saymak, ezberlemek, anlamak” şeklindeki sözlük anlamının ötesinde bir mana taşıdığı görüşü ağırlık kazanmıştır.

Öyle anlaşılıyor ki bu kelime “İslam'ın uluhiyyet inancını naslara başvurmak suretiyle tesbit edip anlamak, benimsemek ve bu inanca uygun bir ruhi yetkinlik kaydetmek” anlamını içermektedir.

Konuya bir de şu yönden bakabiliriz: Yüce Allah (CC) Hz.leri Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “...Allah'ı (CC) anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah (CC) yaptıklarınızı bilir.[5]Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah'ın (CC) zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı (CC) anmakla huzur bulur.[6]

Hz. Peygamber (SAV) Efendimiz de Ashabını (RA) ve ümmetini kalplerinin her zaman Allah’ı (CC) hatırlama ile nurlanması yönünde eğitmiş ve tavsiyelerde bulunmuştur. O (SAV) bir Hadis-i Şerif’inde şöyle buyurmuştur: “...Dikkat edin! İnsan bedeninde öyle bir et parçası vardır ki o iyi olursa bütün beden iyi olur; o kötü olursa bütün beden bozulur: O et parçası kalptir.

Bunlar ışığında düşünecek olursak kalp iyi ve kötü düşünce ve davranışların yönledirildiği bir kaynaktır. Eğer inanmış kişinin kalbinde Allah'ı (CC) hatırlama yönünde bir gevşeklik olursa burada kötü düşünce ve fikirler daha kolay oluşacaktır. Fakat bu kalpte Allah'ı (CC) hatırlama kuvvetli ise bu takdirde kötü düşünce ve fikirler dağılacak bu durum da güzel davranışlara sebep olacaktır.

Yukarıdaki Ayet-i Kerime’ye (Ankebut S. A.45) tekrar bakacak olursak Allah (CC) Hz.leri’ni hatırlama ve bunun sebep olduğu davranışlar arasıdaki ilişkiyi sezebiliriz: Allah-ü Teala (CC) Hz.leri kendisini anmaktan bahsettikten sonra “Allah (CC) YAPTIKLARINIZI bilir.” buyurmaktadır.

Öyle ise Esmaül-Hüsnayı saymak veya ezberlemek bize Allah (CC) Hz.leri’ni hatırlatacak, Allah (CC) Hz.leri’ni hatırlamak kalbimizi aydınlatacak ve güzelleştirecek, bu güzel kalp güzel davranışlara sebep olacak ve bu güzel davranışlar da Allah (CC) Hz.leri’nin izniyle insanın Cennet'e girmesine sebep olacaktır.

Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ni birden fazla isimle anmak veya bazı sıfatlarla nitelendirmek acaba İslam'ın çok önem verdiği tevhid ilkesini zedeler mi? “Zat-ı ilahiyyeye (Allah'ın (CC) zatına) nisbet edilen mana” şeklinde tarif edilebilen isim veya sıfatlar zihnin dışında müstakil bir varlığa sahip bulunmadıkları için böyle bir endişeye mahal görülmemiştir.

Matüridi’nin de belirttiği gibi insanlar ancak duyularıyla idrak ettikleri konularda bilgi sahibi olabilirler. Bu sebeple duyular ötesi olan Allah (CC) Hz.leri kendisini duyular aleminin kavramlarıyla tanıtmıştır. Ancak Allah-ü Teala (CC) Hz.leri ile diğer şeyler arasında benzerlik kurulamayacağını: “O (CC) , gökleri ve yeri yoktan yaratandır. Size kendinizden eşler, hayvanlardan da (kendilerine) eşler yaratmıştır. Bu suretle çoğalmanızı sağlamıştır. O'nun (CC) benzeri hiçbir şey yoktur. O (CC) işitendir, görendir.”[7]  Ayet-i Kerime’si, Allah-ü Teala (CC) Hz.leri hakkında akıl ve hayale gelebilecek her türlü yaratılmışlık özelliğini bertaraf eder. Aslında yaratılmışlar arasındaki benzetmeler sadece bir isimlendirmeden kaynaklanmaz. İki şey arasındaki benzerlik genellikle duyular yoluyla tesbit edildikten sonra ortak bir kelime ile adlandırılır. Halbuki Allah-ü Teala (CC) Hz.leri hakkında böyle bir tesbitten söz etmek mümkün değildir.

Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin isim veya sıfatları, O'nun (CC) zatına nisbet edilen mana ve kavramlardan ibarettir. Bu kavramlar şekil itibariyle isim, fiil veya zarf olabileceği gibi tamlama veya başka yollarla oluşmuş bir terkip halinde de bulunabilir. Kur'an-ı Kerim'in edebi üslûbu gereği aynı kökten gelen veya ayrı köklerden olmakla birlikte eş anlamlar taşıyan isimler de az değildir. İslam'a mahsus ulûhiyyet inancında ilim, kudret ve yaratıcılık büyük bir yer tutar ve Kur'an ayetlerinin temel örgüsünü oluşturur. Bundan dolayı çeşitli kalıplarla Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ne nisbet edilen fiillerden birçok isim ve sıfat türetmek mümkündür. Konuyla ilgili çalışmalarda Kur'an-ı Kerim'den değişik sayılarda Esmaül-Hüsna tesbit edilmiştir. Esmaül-Hüsna ile ilgili ayetlerden ilham alan birçok alim eski dönemlerden itibaren Kur'an'da bulunan isimleri doksan dokuz sayısına bağlı kalmadan araştırıp listeler düzenlemeyi denemişlerdir.

Esmaül-Hüsna’nın yüzlerle ifade edilecek kadar çok oluşu, İslam ilahiyatı alanında zengin bir malzeme oluşturmuş, ulûhiyet inancının açıklık kazanmasına, kulun dua, niyaz ve zikirlerle Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ne yaklaşmasına yardımcı olmuştur.

Esmaül-Hüsna’nın İslam inancında sahib olduğu bu önemden dolayı İslam alimleri tarafından (Allah (CC) hepsinden razı olsun) Esmaül-Hüsna ile ilgili yüzlerce eser yazılmış ve - internet ortamı da dahil olmak üzere - hala da yazılmaktadır. Önde gelen İslam alimlerinden birçoğu kitap serilerine - belki de manevi bir bereket umuduyla- Esmaül-Hüsna ile ilgili bir kitap eklemişlerdir. Sadece Esmaül-Hüsna ile ilgili eserleri inceleyen kitaplar bile mevcuttur.

Ve Müslüman bir hattatın eserleri arasında mutlaka bir Esmaül-Hüsna kolleksiyonu vardır. Birçok müslüman hoca ve anne-baba yukarıda geçen ayet ve hadislerin manevi yönlendirmesi sonucunda öğrencilerine ve çocuklarına çeşitli hediyeler vaad ederek Esmaül-Hüsna’yı ezberlemelerini isterler. Yine ellerinden öpülesi birçok iyi müslüman da manevi yükselişleri ve Hz. Resul (SAV) Efendimiz’in müjdelediği Cennet'e girmeyi ümid ederek hergün özellikle sabah namazından sonra Esmaül-Hüsna’yı okurlar.

Hattatlar tarafından yazılan Esmaül-Hüsna tablolarında genellikle şöyle bir plan uygulanır: En üste bir “Bismillahirrahmanirrahim” yazılır. Altına Esmaül-Hüsna ile ilgili ayet ve hadis yazılır. Daha sonra meşhur olan hadiste sayıldığı sıra ile 99 isim yazılır. Her ismin soluna “Celle Celaluh” (Şanı Yüce) şeklinde okunan bir saygı ifadesi yazılır; okunurken de her ismin ardından veya bazen belli aralıklarla Celle Celaluh denilir.

Yasadığımız dünya, felekler, yıldızlar, ay ve güneş birer alemdir. Bütün bu alemler bir ahenk içindedirler. Bu, Allah'ın (CC) Rab sıfatının bir tecellisidir. Dünyadaki düzenin kaidelerini koyup, varlıkları bir ahenk içinde yaşatma da Rab sıfatının gereğidir.

Doğmamız, büyümemiz, ölmemiz, insanlardaki yücelik, ahlak, terbiye, kemal hep Rubûbiyet sıfatının yansımasındandır. Gözün görmesi, aklın ermesi, bütün iş ve hareketler, olma ve oluşma Rab sıfatının bir tecellisidir. Onsuz bir hareket ve düşünce yoktur.

Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin isimlerini iki grupta ele almak mümkündür:

1) Hak Teala'nın (CC) zatına mahsus bir özel isim olan “Allah” lafz-ı şerifi, O’ndan (CC) başka bir varlık hakkında kullanılmamıştır. Kullanılması caiz değildir. Bu ismin tesniyesi (ikil siğası) ve çoğulu da yoktur. Bir başka dile tercüme edilemez, hiçbir kelime bu ismin yerini tutamaz.

2) Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin ikinci gruba giren isimleri, sıfatlarından alınan isimlerdir. Bunlardan her biri O'nun (CC) sıfatları ile ilgili ve onlardan alınan isimlerdir. Rahman (CC), Rahim (CC) , Alim (CC) , Halik (CC) vs. gibi. Bu isimler bir başka dile tercüme edilebilir. Mesela, Halik (CC) ismi, yaratan veya yaratıcı olarak söylenebilir. Müminin Allah-ü Teala (CC) Hz.leri hakkındaki inancı, O'nun (CC) zatının mukaddes olduğu, diğer zat ve eşyaya benzemediği, yüce sıfatlarla sıfatlandığıdır.

Allah-ü Teala (CC) Hz.leri kendisini Esmaül-Hüsna en güzel isimler ile isimlendirmiştir. Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şerif’lerde zikredilen isimlerinin başında “Allah (CC)” gelir. Diğer isimlerin hiçbiri anlam ve içerik itibarıyla “Allah (CC)” isminin yerini alamaz. Bu nedenle, İslam'a girecek kişi, “La ilahe İllallah” der; “La ilahe illarahman” demez. Namaza başlarken, “Allahü Ekber” der; “Rahman Ekber” diyemez. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin bütün isimleri güzeldir.



[1] Buhari, Daavat, 68; Sahih-i Müslim, Hadis No: 4835

[2] A'raf S. A.180

[3] İsra S. A.110

[4] Haşr S. A.22-24

[5] Ankebut S. A.45

[6] Ra’d S. A.28

[7] Şura S. A.11

 

 
   
 

Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin isimleri yalnızca doksandokuz isimden ibaret değildir. O'nun (CC) ayet ve hadislerde gecen başka isimleri de vardır. Yalnız Tirmizi ve İbn Mace'de geçen bir hadiste bu doksandokuz isim teker teker sayılmıştır.

Buna göreEsmaül-Hüsna” şunlardır:

1- “Hüvallahül-lezi La ilahe illa Hu” “Allah” (CC): O (CC), kendinden başka hiç bir ilah bulunmayan tek bir Allah’tır (CC).

.................................................

2- “er-Rahmân” (CC): Esirgeyici, bütün mahlukatına rahmetiyle muamele eden.

.................................................

3- “er-Rahîm” (CC): Bağışlayıcı, sevdiklerine ve müminlere merhamet eden.

.................................................

4- “el-Melik” (CC) : Mülkün sahibi, mülk ve saltanatı devamlı olan.

.................................................

5- “el-Kuddûs” (CC): Her türlü eksiklik ve ayıplardan münezzeh olan.

.................................................

6- “es-Selâm” (CC): Her çeşit afet ve kaderlerden emin olan.

.................................................

7- “el-Mü'min” (CC): Kullarına emniyet veren. Kendinin ve peygamberlerinin doğruluğunu ortaya koyan, kullarına yaptığı vadinde sadık.

.................................................

8- “el-Müheymin” (CC): Saltanatı hakkında dilediği gibi tasarruf eden, her şeyi gözetip koruyan.

.................................................

9- “el-Azîz” (CC): İzzet sahibi, mağlup edilmesi imkansız olan, her şeye galip olan.

.................................................

10- “el-Cebbâr” (CC): Azamet ve kudret sahibi, istediğini mutlak yapan,dilediğine muktedir olan.

.................................................

11- “el-Mütekebbir” (CC): Ululuk sahibi, her şeyde ve her hadisede büyüklüğünü gösteren.

.................................................

12- “el-Hâlik” (CC): Her şeyin varlığını ve geçireceği halleri takdir eden, yaratan, yoktan var eden büyüklükte eşi olmayan.

.................................................

13- “el-Bâri” (CC): Her şeyin aza ve cihazını birbirine uygun yaratan.

.................................................

14- “el-Musavvir” (CC): Tasvir eden ,her şeye bir şekil ve hususiyet veren.

.................................................

15- “el-Ğaffâr” (CC): Kullarının günahını örten,mağfireti çok, günahları bağışlayıcı.

.................................................

16- “el-Kahhâr” (CC): Her şeye, her istedigini yapacak surette, galip ve hakim.

.................................................

17- “el-Vahhâb” (CC): Çok fazla ihsan eden, çeşit çeşit nimetleri daima bağışlayan.

.................................................

18- “er-Razzâk” (CC): Bütün mahlukatın rızkını veren ve ihtiyacını karşılayan.

.................................................

19- “el-Fettâh” (CC): Her türlü müşkülleri açan ve kolaylaştıran, darlıktan kurtaran.

.................................................

20- “el-‘Alîm” (CC): Her şeyi en ince noktasına kadar bilen, ilmi ebedi ve ezeli olan.

.................................................

21- “el-Kâbid” (CC): Dilediğine darlık veren, sıkan, daraltan.

.................................................

22- “el-Bâsit” (CC): Dilediğine bolluk veren, açan, genişleten.

.................................................

23- “el-Hâfid” (CC): Yukarıdan aşağıya indiren, alçaltan, dereceleri düşüren.

.................................................

24- “er-Râfi’ ” (CC): Yukarı kaldıran, yükselten, dereceleri yükselten.

.................................................

25- “el-Muizz” (CC): İzzet veren, aziz kılan.

.................................................

26- “el-Müzill” (CC): Zillete düşüren, hor ve hakir eden.

.................................................

27- “es-Semî’ ”(CC): Her şeyi işiten, kullarının niyazını kabul eden.

.................................................

28- “el-Basîr” (CC): Her şeyi gören.

.................................................

29- “el-Hakem” (CC): Hikmet sahibi olan, yaptığı her işte hikmeti gözeten, hükmeden.

.................................................

30- “el-‘Adl” (CC): Son derece adaletli olan.

.................................................

31- “el-Latîf” (CC): En ince işlerin bütün inceliklerini bilen, lütuf ve ihsan sahibi olan.

.................................................

32- “el-Habîr” (CC): Her şeyi iç yüzünden, gizli tarafından haberdar olan.

.................................................

33- “el-Halîm” (CC): Yumuşak davranan, hilmi çok olan.

.................................................

34- “el-‘Azîm” (CC): Pek azametli olan, yüce.

.................................................

35- “el-Ğafûr” (CC): Çok bağışlayan, mağfireti çok.

.................................................

36- “eş-Şekûr” (CC): Kendini rızası için yapılan amelleri daha ziyadesi ile karşılayan.

.................................................

37- “el-Aliyy’ ” (CC): Çok yüce.

.................................................

38- “el-Kebîr” (CC): Pek büyük.

.................................................

39- “el-Hafîz” (CC): Yapılan işleri bütün tavsilatiyla hıfzeden, her şeyi afat ve beladan koruyan.

.................................................

40- “el-Mukît” (CC): Bilen, tayin eden. Her yaradılmışın rızkını veren.

.................................................

41- “el-Hasîb” (CC): Herkesin hayatı boyunca yaptıklarının bütün teferruatıyla hesabını iyi bilen. Mahlukatına kafi olan.

.................................................

42- “el-Celîl” (CC): Azamet sahibi olan, ululuk sahibi olan.

.................................................

43- “el-Kerîm” (CC): Çok ikram edici, kerimi olan.

.................................................

44- “er-Rakîb” (CC): Bütün varlıklar ve bütün işler murakabesi altında bulunan.

.................................................

45- “el-Mucîb” (CC): Kendine yalvaranların isteklerini veren, duaları kabul eden.

.................................................

46- “el-Vâsi’ ” (CC): Lütfu bol olan.

.................................................

47- “el-Hakîm” (CC): Emirleri, kelamı ve bütün işleri hikmetli, hikmet sahibi olan.

.................................................

48- “el-Vedûd” (CC): İyi kullarını seven, rızasına indiren ve sevilmeye layık olan.

.................................................

49- “el-Mecîd” (CC): Şanı, şerefi çok üstün olan.

.................................................

50- “el-Bâ’is” (CC): Ölüleri dirilten, kabirlerden çıkaran.

.................................................

51- “eş-Şehîd” (CC): Her zaman ve her yerde hazır ve nazır olan.

.................................................

52- “el-Hakk” (CC): Vacib'ul vücut olan, varlığı hiç değişmeden duran.

.................................................

53- “el-Vekîl” (CC): Tevekkül sahiplerinin işini düzeltip onlardan daha iyi temin eden.

.................................................

54- “el-Kaviyy” (CC): Pek kuvvetli.

.................................................

55- “el-Metîn” (CC): Pek güçlü.

.................................................

56- “el-Veliyy” (CC): Seçkin kullarının dostu.

.................................................

57- “el-Hamîd” (CC): Ancak kendine hamd edilen, bütün varlığın diliyle övülen.

.................................................

58- “el-Muhsî” (CC): Namütenahi de olsa, bir bir her şeyin sayısını bilen.

.................................................

59- “el-Mubdiu” (CC): Mahlukatı maddesiz ve örneksiz olarak baştan yaratan.

.................................................

60- “el-Mu’îd” (CC): Yaradılmışları yok ettikten sonra tekrar yaratan.

.................................................

61- “el-Muhyî” (CC): İhya eden, dirilten, can bağışlayan, sağlık veren.

.................................................

62- “el-Mümît” (CC): Canlı, bir mahlukatın ölümünü yaratan, öldüren.

.................................................

63- “el-Hayy” (CC): Diri,tam ve mükemmel manasıyla hayat sahibi.

.................................................

64- “el-Kayyûm” (CC): Yarattıklarının işini çeviren her işleneni bilen, evveli olmayan.

.................................................

65- “el-Vâcid” (CC): İstediğini, istediği vakit bulan.

.................................................

66- “el-Mâcid” (CC): Kadri ve şanı büyük, kerem ve müsamahası bol.

.................................................

67- “el-Vâhid” (CC): Tek. Zatında, sıfatlarında, isimlerinde, efailinde ortağı ve benzeri olmayan.

.................................................

68- “es-Samed” (CC): Her şey O’na (CC) muhtac, fakat O (CC) hiç birşeye muhtaç değil.

.................................................

69- “el-Kâdir” (CC): İstediğini ,istediği gibi yaratmaya muktedir olan.

.................................................

70- “el-Mukdedir” (CC): Kuvvet ve kudret sahipleri üzerinde dilediği gibi tasarruf eden.

.................................................

71- “el-Mukaddim” (CC): İstediğini öne getiren, öne alan.

.................................................

72- “el-Muahhir” (CC): İstediğini geri koyan, arkaya bırakan.

.................................................

73- “el-Evvel” (CC): Her şeyden önce var olan.

.................................................

74- “el-Âhir” (CC): Her şey helek olduktan sonra geri kalan.

.................................................

75- “ez-Zâhir” (CC): Varlığı sayısız delillerle açık olan.

.................................................

76- “el-Bâtın” (CC): Akılların idrak edemeyecegi yüce azabı gizli olan.

.................................................

77- “el-Vâlî” (CC): Bu muazzam kainatı ve bütün hadisatı tek başına idare eden.

.................................................

78- “el-Müte’âlî” (CC): Aklın mümkün gördüğü her şeyden, her halden pek yüce olan.

.................................................

79- “el-Berr” (CC): Kullarına iyilik ve ihsanı, nimetleri bol olan.

.................................................

80- “et-Tevvâb” (CC): Tevbeleri kabul edip günahları bağışlayan.

.................................................

81- “el-Muntekim” (CC): Günahkarlara, adaletiyle, müstahak oldukları cezayı veren.

.................................................

82- “el-Afüvv” (CC): Affeden, mağfiret eden.

.................................................

83- “er-Raûf” (CC): Merhamet edici, pek şefkatli.

.................................................

84- “Mâlik-ül Mülk” (CC): Mülkün ebedi ezeli sahibi.

.................................................

85- “Zülcelali ve'l-İkrâm”: Hem azamet sahibi, hem fazl-ı kerem sahibi.

.................................................

86- “el-Muksit” (CC): Hükmünde ve ef’alinde adaletli olan.

.................................................

87- “el-Câmi’ ” (CC): İstediğini istediği zaman istediği yerde toplayan.

.................................................

88- “el-Ğaniyy” (CC): Çok zengin, hiç bir şeye muhtaç olmayan.

.................................................

89- “el-Muğnî” (CC): Diledigine zenginlik veren, müstağni kılan.

.................................................

90- “el-Mâni’ ” (CC): Bazı şeylerin meydana gelmesine müsaade etmeyen, engelleyen.

.................................................

91- “ed-Dârr” (CC): Elem ve zarar verecek şeyleri yaratan, hüsrana uğratan.

.................................................

92- “en-Nâfi’ ” (CC): Hayır ve menfaat verecek şeyleri yaratan, faydalandıran.

.................................................

93- “en-Nûr” (CC): Alemleri nurlandıran, dilediğini nur eden, nur olan.

.................................................

94- “el-Hâdî” (CC): Hidayete kavuşturan, kulunu hayırla muvaffak kılan.

.................................................

95- “el-Bedî’ ” (CC): Örneksiz, misalsiz, acaip ve hayret verici alemler yaratan.

.................................................

96- “el-Bâkî” (CC): Varlıgının sonu bulunmayan, ebedi olan.

.................................................

97- “el-Vâris” (CC): Varlığı devam eden, servetlerin hakiki sahibi.

.................................................

98- “er-Raşîd” (CC): Bütün alemleri dosdoğru bir nizam ve hikmetle akıbetine ulaştıran.

.................................................

99- “es-Sabûr” (CC): Çok sabırlı olan, isyankarlardan acele intikam almayan.

 

 

 
 © 2003-2004     GAVSULAZAM.de    Her Hakkı Mahfuzdur.